1. Anasayfa
  2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/8-249 K: 2005/276 T: 27.4.2005


Taşlık kayalık yer olarak tespit dışı bırakılan taşınmazların imar ve ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiği, eylemli zilyetliğin sürdürüldüğünü davacı tarafça ileri sürülmüş, ancak bu olgu, gereği gibi araştırılmamıştır; bu nedenle dava konusu taşınmazın başında keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının humk’nın 259. Maddesi hükmü uyarınca yeniden dinlenilmeleri, gereken tüm incelemeler yapılarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.

Davacılar vekili, tapulama tespiti sırasında taşlık kayalık olmaları nedeniyle tespit dışı bırakılan taşınmazların davacılardan Fehmi M. tarafından imar ve ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, Fehmi M.’nin 30 yılı aşkın süre kullandığını, yarı payını diğer davacılara sattığını, eylemli zilyetliğin diğer davacılar tarafından sürdürüldüğünü ileri sürmüş, taşınmazların yarı paylarının Fehmi M., yarı paylarının da diğer davacılar adlarına tapuya tescil edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yargılama sırasında, dava edilen taşınmazlar, idari yoldan hazine adına tescil edilmiş, 1570 ve 1617 parsel numaralarını almışlar, davacılar vekili, 1570 parsel ile ilgili davayı müracaata bırakmıştır.

Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin, özel mülkiyete konu olamayacağını, davanın reddini savunmuştur.

Dava devam ederken dava konusu taşınmazların bulunduğu köyün belediyelik olması nedeniyle Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmiş. Belediye Başkanlığı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkemece, dava konusu taşınmazın, 25.2.1997 tarihinde yapılan tespit sonucu ham toprak olarak tescil gördüğü, imar-ihyanın da bu tarihten sonra yapılmış olduğu, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayılacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Daire’ce, yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş, mahkemece, dinlenen tanık ve bilirkişi raporları dikkate alınarak, davacılar yararına imar-ihya ve zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı sonucuna varılarak direnme kararı verilmiştir.

GerekçE: Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, kadastro sonrasında dava konusu taşınmazın taşlık kayalık olarak tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. Taşlık bir yer, kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden sayılır. Bu tür yerlerin doğal yapısı ve nitelikleri itibarıyla ekonomik amacına uygun, tarım arazisi olarak tasarruf edilecek yerlerden bulunmamaları nedeniyle kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Böyle bir yer ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde belirtilen koşulların mevcudiyeti halinde imar ve ihya yoluyla kazanılabilir.

Dava, hukuki niteliği itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir, öncelikle anılan hüküm uyarınca imar-ihya olgusunun kanıtlanması, ondan sonra aynı Kanunun 13. maddesinde belirtilen koşullar altında zilyetliğin geçmiş olması gerekir.

Somut olayda davacının dayandığı bu olgu, gereği gibi araştırılmamıştır. Bu nedenle dava konusu taşınmazın başında keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının HUMK’nın 259. maddesi hükmü uyarınca yeniden dinlenilmeleri, bu yerin öncesi itibariyle niteliği, imar ve ihyaya elverişli olup olmadığı, davacılar tarafından imar ve ihya edilip edilmediği, edilmiş ise ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, özellikle o tarihten dava tarihine kadar, kanunda belirtilen sürenin geçip geçmediğinin araştırılması; ayrıca varsa yöreye ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planının getirtilmesi, orman mühendisi veya orman yüksek mühendisi, fen memuru veya harita mühendisi marifetiyle mahalline uygulanması, bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, araştırma noksanlığına yönelik Özel Daire bozma kararı yerindedir. Usul ve Yasaya aykırı olan direnme kararı bozulmalıdır.