1. Anasayfa
  2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2013/1871 K: 2013/14384 T: 7.10.2013


Davacı, meskende eşiyle birlikte oturduklarını, aile konutu olduğunu, çocuğunun bulunmadığını ve başkaca oturacak evi olmadığını ileri sürerek Türk Medeni Kanunu’nun 240. maddesi gereğince, evlilik birliği içerisinde edindikleri başkaca taşınmazların da tasfiyesinin sağlanmak suretiyle katılma alacağı göz önünde bulundurularak konutun mülkiyetinin kendisine bırakılmasını istemiştir. Bu bakımdan istek, 240. maddesine dayandığına göre, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi gereğince aile mahkemesi görevlidir.

N.M. ile E.E: ve müşterekleri aralarındaki aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi davasının görevsizliğine dair Şebinkarahisar Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi’nden verilen 02.02.2012 gün ve 17/14 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR: Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen 140 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın 2.katındaki dairede 31.07.2010 tarihinde ölen eşi H.A.M. ile birlikte evliliği süresince oturduklarını, tapusunun ½ paylı olarak ölen eşi ile kardeşi adına kayıtlı bulunduğunu, evlilik birliği içerisinde edinilen mallarda hakkı bulunduğunu, oturacağı başka bir evinin olmadığını açıklayarak, TMK’nun240. maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiye edilmek suretiyle katkı alacağı gözönünde bulundurularak anılan taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkının tanınması ile taşınmazın miras bırakan adına bulunan payının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili, dava konusu edilen taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinilmediğini, babalarına miras yoluyla intikal ettiğini, aile konutu olmadığını, davacının ayrıca açtığı dava ile katılma alacağı talebinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davanın aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi talebine ilişkin olduğu, bu talebin de Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevine girdiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Şebinkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı ile tarafların miras bırakanı H.A.M. 17.07.1976 tarihinde evlenmişler, H.A.M.’nin 31.07.2010 tarihinde ölümü üzerine bu tarihte mal rejimi sona ermiştir. (TMK.nun225/1.madde)

Türk Medeni Kanunu’nun 240 ve 652. maddeleri uyarınca sağ kalan eş birlikte oturulan konutun, katılma alacağına ya da miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. (TMK.m.652 konusunda aynı Kanun’un 658. maddesi uyarınca Sulh Mahkemesi görevlidir.) Davacı, 31.07.2010 tarihinde vefat eden eşi H.A.M.’nin 1/2 pay sahibi olduğu 140 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki meskende eşiyle birlikte oturduklarını, aile konutu olduğunu, çocuğunun bulunmadığını ve başkaca oturacak evi olmadığını ileri sürerek Türk Medeni Kanunu’nun 240. maddesi gereğince, evlilik birliği içerisinde edindikleri başkaca taşınmazların da tasfiyesinin sağlanmak suretiyle katılma alacağı gözönünde bulundurularak konutun mülkiyetinin kendisine bırakılmasını istemiştir.

Bu bakımdan istek, Türk Medeni Kanunu’nun 652. maddesine değil, aynı Yasa’nın 240. maddesine dayandığına göre, Türk Medeni Kanunu’nun, üçüncü kısmı hariç ikinci kitabından (TMK.118-392) kaynaklanmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4/1. maddesi gereğince aile mahkemesi görevlidir. Öyle ise, işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştır.

Sağ kalan eşin miras bırakanın terekesinden olan alacağına mahsuben taşınmazın kendi adına özgülenmesi (TMK.nun652.md) talebine ilişkin davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi ise de somut olayda davacının bu yönde bir isteği söz konusu değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.