Davacının dayandığı vergi kayıtlarının sınırlarında “dere, tepe” gibi sınır yerleri tarif edildiği dikkate alınarak bu nitelikteki sınır yerlerinin doğal nitelikte sınır yerleri olup, her yerde bulunmasının mümkün olabileceği göz önünde tutulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 147 ada 137 parsel sayılı 35329,98 m2 yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan söz edilerek ham toprak niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Mahmut A. vergi kayıtlarına, emlak beyannamesine, miras hakkına, paylaşmaya, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece kadastro tespit gününde adına tescile karar verilen zilyet davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz tutanağında belirtilen hukuksal nedenlere dayanılarak ham toprak niteliği ile davalı hazine adına tespit edilmiştir. Davacı taraf vergi kayıtlarına, emlak beyannamesine ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmıştır. Kadastro tespitine bir kayıt ve belge esas alınmamıştır. Dayanılan vergi kayıtlarının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi sözleri olaylara dayanmayan saik ve sebebi belli olmayan soyut nitelikteki sözlerden ibarettir.
Öte yandan vergi kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri uzman bilirkişi haritasında gösterilmemiş, keşfi izleme ve bilirkişi sözlerini denetleme imkanı da bulunamamıştır. Hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği halde tutanak bilirkişilerinin tümü taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile tutanak bilirkişilerinin beyanları arasındaki aykırılık da giderilmemiştir. Taşınmazın doğusunda yerel bilirkişice mera bulunduğu haber verildiği halde mera araştırması da yapılmamıştır. Böylesine yetersiz sağlıksız bir soruşturma ile hüküm kurulamaz.
Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idari merciiler tarafından mera tahsisi yapılmış ise tahsis haritası ve eki belgeler getirilmeli, dava konusu taşınmaza sınırda komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanakları belgeler, davalı iseler dava dosyaları da getirtilmeli, dava sonucunda yararı olmayan komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar, tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde taşınmaz başında keşif yapılmalı, taşınmazın bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılmış ise tahsis haritası ve eki belgeler yerine uygulanmalı, tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenerek her iki harita çakıştırılmalı, uygulama yapılırken arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden yada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalardan yararlanılmalı, dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılagelen kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı yolunda bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazın mera olmadığı sonucuna varıldığı takdirde davacının dayandığı vergi kayıtları ile emlak beyannamesi, yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kapsamları belirlenmeli, başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği araştırılmalı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi, sürdürülüş biçimi hakkında bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri ile tutanak bilirkişilerinin beyanlarının çeliştiği dikkate alınarak tutanak bilirkişileri taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile tutanak bilirkişilerinin beyanları arasındaki aykırılık giderilmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, davacının dayandığı vergi kayıtlarının sınırlarında “dere, tepe” gibi sınır yerleri tarif edildiği dikkate alınarak bu nitelikteki sınır yerlerinin doğal nitelikte sınır yerleri olup, her yerde bulunmasının mümkün olabileceği göz önünde tutulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın;
Yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA 9.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.