1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2498 K: 2003/2985 T.17.10.2003


Bir taşınmazın meraya komşu olması mutlaka meradan açıldığı anlamına gelmez. Dosyadaki dinlenen yerel bilirkişi tanıkların birbirini tamamlayan sözleri ayrıca ziraatçı bilirkişinin taşınmazın tarım toprağı niteliğinde bulunduğu yolundaki gerekçeli raporu bilirkişi ve tanık sözlerinin teyit etmektedir.

Dava konusu taşınmaz tespit sırasında da tarla niteliği ile diğer bir anlatımla tarım toprağı olması nedeni ile hazine adına tespit edilmiş bulunmaktadır. Bu durumda tespit bilirkişileri dahi dava konusu taşınmazın mera olmadığını belirtmişlerdir. Duruşma aşamasında dinlenen ziraatçı bilirkişi açıklamalı raporunda dava konusu taşınmazın komşu 392 parsel sayılı mera taşınmazı ile ilgisi olmadığını tarım toprağı niteliğinde bulunduğunu raporunda açıklamıştır.

Diğer yönden bilirkişi ve tanıklar ile uzman bilirkişi Alper 21.5.2003 tarihli raporunda dava konusu taşınmaz ile mera parseli arasında kot farkı bulunduğunu böylece mera ile dava konusu taşınmaz arasında ayırıcı unsur bulunduğunu açık ve seçik biçimde vurgulamıştır. Bir taşınmazın meraya komşu olması mutlaka meradan açıldığı anlamına gelmeyeceği tartışmasızdır.

Dosyadaki dinlenen yerel bilirkişi tanıkların birbirini tamamlayan sözleri ayrıca ziraatçı bilirkişinin taşınmazın tarım toprağı niteliğinde bulunduğu yolundaki gerekçeli raporu bilirkişi ve tanık sözlerinin teyit etmektedir.

Kaldı ki az yukarıda belirtildiği gibi dava konusu taşınmaz ile mera arasında maddi bir olgu olan ayırıcı unsur bulunduğu mahkemece belirlenmiştir. Bu durumda özellikle taşınmazın meraya komşu olduğu bu nedenle meradan açıldığının kabulü gerekir şeklindeki düşünce dosyadaki mevcut delillere olgu ve bulgulara uygun bulunmamaktadır. Bu nedenlerle dava konusu taşınmazın davacı taraf adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken bu konuda yanılgıya düşülerek yazılı biçimde karar verilmesi isabetsizdir.