1. Anasayfa
  2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/822 K: 2005/2501 T: 11.03.2005


Yasanın 7. maddesinde belirtilen mercilerden adresleri araştırılmadığından ve usulüne uygun olarak anlaşmaya varabilmek için tebligat da yapılmadığından, bu durumda davacı idarenin bedel tesbiti ve tescil talep etme hakkı doğmadığı halde davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayılan yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

K: Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.

4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre, davacı idarenin kamulaştırma bedelinin tespitini ve kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın tescilini isteme hakkının doğması için, sözü edilen Yasanın 8. maddesi uyarınca anlaşarak satın alma teşebbüsünün sonuçsuz kalması gerekir. Duruşma davetiyesi tebliğ edilmeyen ve duruşmaya gelmeyen davalılar yönünden bahsi geçen Yasanın 7. maddesinde belirtilen mercilerden adresleri araştırılmadığından ve usulüne uygun olarak anlaşmaya varabilmek için tebligat da yapılmadığından, bu durumda davacı idarenin bedel tesbiti ve tescil talep etme hakkı doğmadığı halde davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

Açıklanan nedenlerle bu davalılar yonünden dava şartı yerine getirilmeden acılan davanın reddine karar verilirken, karar yoklukla malul olduğundan davalılar adına yatırılan bedelin davacıya iadesine, taşınmazın davacı adına tesciline iliskin kaydın da iptali ile davalılar adına tapuya tesciline karar verılmek üzere hükmun Bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Davacı idare vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K: nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine 11.03.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY : Dava, 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca dava konusu taşınmaz üzerinden gecirilen enerji nakil hattı nedeni ile irtifak hakkı bedelinin tespiti ile idare adına tescili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi uzerine dairece Kamulaştırma Kanununun 7 ve 8. maddesindeki koşullar yerine getirilmediğinden idarenin bedel tespiti ve tescil isteme hakkı doğmadıgından bozulmus, ancak bozmadan once verılen yerel mahkeme kararı yoklukla malul olduğundan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin kaydın iptaline, yatırılan bedelin de idareye iadesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur.

Yerel mahkemenin tescile ilişkin kararı 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 ve 30. maddelerine göre kesindir. Bu nedenle tescile ilişkin karar temyiz incelemesine konu değildir. Tescile ilişkin kararın yoklukla malül olduğu kabul edilerek taşınmazın idare adına tesciline ilişkin kaydın iptaline ve davalılar adına tesciline karar verilmesi yönündeki bozma gerekçesine Kamulaştırma Kanununun 10 ve 30. maddelerine uygun değildir. Tapunun iptali ayrı bir dava konusu olması gerekir.

Bu nedenle kesin olarak verilen tescil kararının yoklukla malül hale geldiği yolundaki gerekçeye katılmıyor bu husus dışındaki çoğunluğun bozma gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşündeyim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir