1. Anasayfa
  2. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8446 K: 1996/9746 T: 7.11.1996


İmar planı içinde yer almayan bir taşınmazın arsa olarak nitelendirilebilmesi aşağıdaki koşulların bir arada bulunmasına bağlıdır: – Belediye ya da mücavir alan içinde olmak, – İskana ayrılmış olmak, – Belediye hizmetlerinden yararlanmak, – Meskun yerler arasında yer almak.

Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: K: 1- Dava konusu taşınmaz tapu kaydına göre tarla olup, takdir komisyonu raporunda dahi bu niteliği dikkate alınarak değerlendirilmiş olmasına rağmen bu konuda hiçbir araştırma yapılmadan ve keyfiyet belediyeden sorulmadan taşınmazı arsa olarak değerlendiren raporlara göre hüküm kurulmuştur.

Oysa Yargıtay’ca da benimsenen Bakanlar Kurulunun 28.2.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, uygulama imar planı içinde yer almayan taşınmazın, arsa sayılabilmesi için belediye ya da mücavir alan sınırları içinde kalıp, iskana ayrılmış, belediye hizmetlerinden (belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanması ve meskun yerler arasında yer almış olması gerekir.

Bu hususlar varsa, Belediye Başkanlığından sorulup alınacak cevap yazısına göre taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığının belgelendirilmemesi,

2- Dava dilekçesinde davacı, 695 ada 5 parselin kamulaştırılmasından sözederek bedel arttırım davası açtığı halde dosyadaki tüm tahkikat ve değerlendirme 899 parsele aittir. Kamulaştırma belgeleri ve tebligat evrakları dahi 899 parsele ait olduğu cihetle mahkemece gerekirse davayı açan davacılar da isticvap edilerek bu konuda mevcut bir maddi hata var ise giderilmeli, maddi hata yok ise 899 parsel ile ilgili bir dava bulunmadığı gözetilerek ona göre hüküm kurulmalıdır.

3- Dava konusu taşınmaz Biladiyunus Köyündedir. Emsal alınıp değerlendirmede karşılaştırılan emsal ise Bursa’nın merkezinde en değerli yerdendir. Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin g bendi hükmü dikkate alındığında “emsal satışlar”dan amacen benzer nitelikteki taşınmazlar olduğu anlaşılır. O nedenle m²’si değerlendirme tarihi itibarı ile 67.000.000 TL. ile 51.000.000 TL. arasında değişen emsalin 1.625.000 TL./m² olduğu belirlenen taşınmaz ile karşılaştırılmasının hataya yol açabileceği kabul edilerek “emsal” niteliğinde olabilecek taşınmazlar resen araştırılıp bulunmak ve tapu kayıtları getirtildikten sonra bunları esas alan ek raporlar alınmalı ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.

SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 7.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir