1. Anasayfa
  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/4341 K: 2003/4277 T.12.5.2003


Ziraatçi bilirkişi raporu takdiri delillerden olup başkaca delillerle doğrulanmadığı sürece tek başına taşınmazın mera olduğunu kabulüne yeterli değildir; mera ile ilgili davalarda dinlenecek bilirkişi ve tanıklarında davanın sonucunda yararı bulunmayan komşu köylerden seçilmesi zorunludur.

Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalılardan Galip ve Zülfikar tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında 155 ve 156 parsel sayılı 24000 ve 88700 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların toprak tevzi komisyonunca kimin adına tespit edildiğinin tam olarak bilinememesi ve zilyetlerinin tapu ve vergi kaydı ibraz etmemeleri nedeniyle Hazine adına tespit edilmişlerdir. Nuriye ve arkadaşlarının itirazı nedeniyle kadastro komisyonunca 155 nolu parselin tamamı ile 156 nolu parselin 43000 metrekarelik kısmının Ali ve Seviş adlarına, 156 nolu parselin 45700 metrekarelik kısmının ise hazine adına tespitine karar verilmiştir. Davacı Hazine taşınmazların ilk tespit gibi Hazine adına tescili isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılardan Galip ve Zülfikar tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece taşınmazın mera olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, taşınmazın mera olup olmadığı yönündedir. Öğretiye ve devamlılık arz eden yargısal uygulamalara göre bir yerin mera olarak kabulü için mera tahsis karar ve kaydının olması, yada o yerin başlangıçı bilinmeyen bir süreden beri ve de eylemli şekilde mera olarak kullanılması gerekir. Ayrıca mera ile ilgili davalarda dinlenecek bilirkişi ve tanıklarında davanın sonucunda yararı bulunmayan komşu köylerden seçilmesi zorunludur. Hal böyle iken açılanan biçimde araştırma yapılmamış ve taşınmazın bulunduğu köyden seçilen bilirkişi ve tanıkların dinlenilmeleri yoluna gidilmiştir. Ziraatçi bilirkişi raporu takdiri delillerden olup başkaca delillerle doğrulanmadığı sürece tek başına taşınmazın mera olduğunu kabulüne yeterli değildir.

Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde, öncelikle taşınmazın bulunduğu köy ve yöre ile ilgili mera tahsis kaydı ve kararı olup olmadığı mercilerinden sorulmalı, taraflardan komşu köylerden olmak üzere taşınmazları bilen yaşlı tanık göstermeleri istenmeli, daha sonra önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tüm tespit bilirkişileri ile taraflarca gösterilecek tanıklar eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak olduğunda mera tahsis kaydı ve haritası yerel ve uzman bilirkişi aracılığıyla yerine uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan gerek dava konusu taşınmazların ve gerekse bitişik 154 nolu parselin kadim ve geleneksel şekilde kullanılan mera olup olmadığı, değilse kimde kaldığı, kim yada kimlerin zilyet ettikleri, zilyetliklerinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, ziraatçi bilirkişiden taşınmazlar ile bitişik mera parseli arasında doğal ve değişmez sınırlar olup olmadığı ve bunun sonucu olarak mera bütünlüğünün bozulup bozulmadığı konularında gerekçeli ek rapor alınmalı, taşınmazın mera olduğu sonucuna varıldığında bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmeli, 154 nolu parseli çevreleyen parsellerin tutanakları ve dayanakları getirtilerek taşınmazlar yönünü ne şekilde sınır okuduklarına bakılmalı, komşu parseller hakkında açılıp sonuçlanan davalar bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa verilen kararların davaya etkisi üzerinde durulup değerlendirmede dikkate alınmalı, fen bilirkişisine geniş kapsamlı raporlu kroki düzenlettirilmeli, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Davalılar Galip ve Zülfikar’ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 12.5.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (1)

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir