1. Anasayfa
  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3099 E: 1996/3261 T: 19.6.1996


Genel kadastro sırasında, zeminin vakfa ait olmasına rağmen bu şerhin işlenmeyip, daha sonra 2981s.Kanun’un 10-b maddesi gereği yeniden yapılan kadastro sırasında zeminin vakfa ait olduğu yolunda şerh verilmesi, 3402s.Kanun’un 12. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle yasal olarak olanaksızdır.

Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin verilen hüküm davacı M… K:.. ve davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR: 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi gereğince yeniden yapılan kadastro sırasında 814 parsel sayılı 2945.70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz pay tapu kaydı ile irsen intikal, taksim ve kullanım durumu nedeniyle zeminin Mihrişah Valide Sultan Vakfına ait olduğu şerh verilerek davacı M… K:.. ve paydaşları adlarına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde davacı M… K:.. tutanakta yazılı vakıf şerhinin ve davalılar S… N… ile Z… G… yararına konulan kanuni ipoteklerin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece vakıf aleyhindeki davanın kabulüne, diğer davalılara yönelik davanın reddine, dava konusu parsel üzerindeki vakıf şerhinin terkinine, kanuni ipoteklerin ayne yazılmasına karar verilmiş, hüküm davacı M… K:.. ve davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

1 – Çekişmeli parselin ayrıldığı önceki taşınmazın 1954 yılında yapılan genel kadastro işlemi sırasında tutanağına ve siciline vakıf şerhi konulmadan tesbiti yapılmış ve aynı yıl kesinleşmiştir. Daha sonra, 1988 yılında 2981/3290 sayılı Yasaya göre yeniden yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmaz üzerine vakıf şerhi konmuştur.Davacı, sözkonusu vakıf şerhinin kaldırılması isteği ile dava açmıştır. Dosya içeriğine göre, 1954 yılında yapılan genel kadastro sırasında çekişmeli parselin tesbitine esas alınan tapu kayıtlarının geldisi olan 1295 yoklama tarihli kayıtlar üzerinde zemininin Mihrişah Valide Sultan Vakfına ait olduğu halde şerhin yazılmadığı, 2981/3290 sayılı Yasa gereğince yeniden yapılan kadastro sırasında oluşturulan parseller üzerine vakıf şerhi işlendiği anlaşılmaktadır. 1954 yılında kesinleşen kadastro tesbitinden sonra 2981-3290 sayılı Yasaya göre yapılan kadastro tesbiti sırasında 3402 sayılı Yasanın 12. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre çoktan geçmiştir. Davadaki istek kadastro tesbitinden önceki nedene dayandığından yeniden tapu siciline vakıf şerhinin konması ve eski halin iadesine yasal olanak kalmamıştır. Açıklanan nedenlerle Vakıf lehine konmuş olan şerhin iptal edilmiş olmasında yasaya aykırı yön bulunmadığından davalı Vakıflar İdaresinin temyiz itirazları yerinde değildir. REDDİNE,

2 – Davacı M… K:..’nın temyiz itirazlarına gelince; davacı sadece 2981-3290 sayılı Yasa gereğince davalı lehine konmuş yasal ipotek şerhinin iptalini dava etmektedir. Başka bir anlatımla taşınmazın zemini ile ilgili olarak yapılan işlem dava konusu yapılmamıştır. 2981 sayılı Yasanın değişik 10. maddesinin c fıkrası paylı arsa ve araziler ile özel parselasyona dayalı arazilerde imar düzenlemesi yapılarak bu tür arazilerin taksim edilmek sureti ile müstakil tapu verilebileceği kendilerine pay verilmeyen ya da az pay verilen kişilere Kamulaştırma Yasasına göre tesbit edilecek bedelin peşin ödenmesi veya parsel aleyhine yasal ipotek konulması konularında valilik ve belediyelere yetki verilmiş ve bu yetkilerin Kadastro Müdürlüklerine de devredilebileceği hükmü getirtilmiştir.

Somut olayda, 2981-3290 sayılı Yasa uygulamasına tabi tutulan toplam 27 adet parselde kamunun yararlanmasına ayrılan yerler haricinde davacıya tapu kaydına göre zeminde yüzölçümü hesaplanan payından fazla yer verilmiştir. Buna karşılık davalılara verilen taşınmazların yüzölçümünün tapu kaydındaki paylarından daha az olması nedeni ile bilirkişilerden yöntemine uygun biçimde alınan rapora göre taşınmazın tesbit tarihindeki metrekare değeri 10.039.-TL üzerinden çekişmeli parsel üzerinde davalılar yararına yasal ipotek şerhi konulmuş olmasında yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.

SONUÇ: Davalı Vakıflar İdaresi ile davacı M… K:..’nın temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA) ve aşağıda dökümleri yazılı 124.000.-‘er lira onama harcının M… K:.. ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden ayrı ayrı alınmasına 19.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir