Paydaşın önalım davası açmadan önce herhangi bir sebeple mülkiyet hakkını yitirmesi ya da taşınmazın paylı mülkiyete konu olma durumunun sona ermesi halinde önalım hakkı da sona erer. Dosyamızda davacıya ait payın dava tarihinden önce 29.01.2015 tarihinde davalı tarafından satın alındığı, davacının da duruşmadaki beyanından anlaşılmaktadır. Bu sebeple paydaş olmayan davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi gerekir.
DAVA: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.08.2015 gününde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 01.03.2016 tarihli hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28.03.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili ile karşı taraftan davalı vekili geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili 17.08.2015 tarihli dilekçesi ile bahçeli ev niteliğindeki 32 parsel sayılı taşınmazın 14/96 payının maliki olduğunu, paydaşlardan …’ın 18/09/2013 tarihinde 2/96 hissesine isabet eden 63.479 m² kısmını davalıya 320.000 TL bedelle sattığını, noterden tebligat yapmadığını ileri sürerek önalım hakkına dayanarak, tapu iptali ve tescil istemiştir.
Davalı vekili üç aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gibi 32 Sayılı parselde davacı adına kayıtlı payı 29.01.2015 tarihinde icra suretiyle davalı şirketin satın aldığını, böylece davacının dava tarihinden önce payının kalmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının pay sahibi olmasının nedenini arsa sahiplerinin yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin oluşturduğu, 1995 tarihinde davalı paydaşın inşaat sözleşmesi gereğince almış olduğu payı hususunda önalım hakkı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hakkından doğan ve mülkiyet hakkı ile iç içe bulunan bir haktır. Paydaşın önalım davası açmadan önce herhangi bir sebeple mülkiyet hakkını yitirmesi ya da taşınmazın paylı mülkiyete konu olma durumunun sona ermesi halinde önalım hakkı da sona erer. Dosyamızda davacıya ait payın dava tarihinden önce 29.01.2015 tarihinde davalı tarafından satın alındığı, davacının da duruşmadaki beyanından anlaşılmaktadır. Bu sebeple paydaş olmayan davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK 438/ son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilerek düzeltilmiş bu gerekçe ile ONANMASINA, 1480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.