1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/14536 K: 2015/9455


Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir.

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.03.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 19.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı A.. E.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.

Davacı vekili, davacının İzmir İli, Ç.. İlçesi, S… Mahallesi, 170 ada 15 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 15/35 arsa paylı 1. kat (1) bağımsız bölüm no’lu mesken vasıflı taşınmazın maliki olduğunu, davalılardan R.. E.. komşu 18 sayılı parselin, B.. G.. komşu 8 sayılı parselin maliki olduğunu, 2010 yılı son aylarında davacının konutunun bulunduğu arsaya bitişik olup uzun yıllardan bu yana boş olan 70 ada 18 parsel üzerine davalı malik R.. E.. tarafından bina yapılmaya başlandığını, yapılmakta olan inşaat nedeniyle davacının kapı girişi ve merdivenin kullanılması engellenmiş davacının evine çıkan merdiven hiçbir uyarı yapılmadan, haber verilmeden ve çözüm bulunmadan haksız ve kanuna aykırı olarak yıkılmış ve eve girişin engellendiğini, binanın konumu gereği davacının 1. katta bulunan evine hiçbir yerden girmesi mümkün olmadığını bu nedenle öncelikle tedbiren davacının evine girişinin sağlanmasını ve 1. katta bulunan evine geçit hakkı tanınmasını talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

Bilirkişi raporunda 15 no’lu parselde bulunan taşınmazın üst katındaki meskene çıkışın sağlanması için mevcut merdivenin başlangıcındaki 1 metrelik genişlik yeterli olup mesken girişinde 0,60 m olan genişliğin de 1 metreye çıkarılması gerekmektedir. Meskene çıkış için talep edilen kısmın ekteki krokide “B” harfiyle, halihazır durumdaki merdiven ise krokide “A” harfiyle gösterilmiştir. Davacıya ait 15 no’lu parselin zemin katında dükkan bulunmakta olup, doğu ve güney cephelerinde bulunan yollardan imar mevzuatı sebebiyle meskene giriş sağlanamamaktadır. Geçit hakkı talep edilen ve krokide “A” harfiyle gösterilen 1,46 m2’lik kısmın günün piyasa rayiçlerine göre 1 m2’si 1.000,00 TL/m2 =1,460,00 TL olabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.

Mahkemece, 170 ada 15 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki meskene çıkışın sağlanması için halihazırda mevcut bulunan ve krokide “A” harfiyle gösterilen merdivenin krokide gösterildiği biçimde eninin 1 metreye çıkarılarak 18 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesisine, müddeabbih değeri dikkate alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir.

Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.

Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.

Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.

Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.

Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.

Dava zorunlu geçit hakkı kurulması talebi ile açılmıştır. Geçit hakkı yol ihtiyacı olan taşınmazlar yararına ve araçla ulaşım sağlamak amacıyla istenebilir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporları ve krokilere göre davacının 15 sayılı parseli kadastrol yola cephelidir. 15 sayılı parselin maliklerinin binalarının 2. katına çıkmak için kullandıkları merdivenin kısmen yıkılması nedeniyle kullanılması mümkün değil ise de 18 sayılı parseldeki inşaatın tamamlanmasından sonra tadilat yapılarak kullanılması mümkün olduğu gibi kullanılamasa dahi davacının binasının iç kısmından merdiven yapmak suretiyle üst kata çıkma imkanı vardır.

Somut olayda davacının 15 numaralı parseli yola cepheli olduğundan davaya konu olayda davacının taşınmazı yararına zorunlu geçit tesisi koşulları gerçekleşmediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir