1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2010/7226 K: 2010/8366


Geçit hakkına konu olan yer tescil harici bırakılan taşınmazdır. Türk Medeni Kanununun 715. maddesine göre bu tür yerler kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında olup hiçbir şekilde özel mülkiyete konu edilemezler. Esasen Türk Medeni Kanununun 748. maddesine göre bu tür bir geçitin tapu kaydına işlenme olanağı da yoktur. O halde davacının geçit ihtiyacı başka alternatifler üzerinde durularak karşılanmalıdır.

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.04.2006 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR Davacı, genel yola çıkışı olmayan 1632 parsel sayılı taşınmazları lehine, davalılara ait 1631 ve 1940 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek, bilirkişinin 16.12.2008 tarihli raporunda “C” harfi ile gösterilen tescil harici yerden geçit kurulmuş, hükmü dahili davalı Hazine vekili temyiz etmiştir

Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir.

Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit ihtiyacı olan kişi davasını öncelikle taşınmazların mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltmelidir.

Mahkemece kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu siciline kaydı gereklidir. Zorunlu geçit hakkı, mülkiyet hakkının kanundan doğan dolaylı bir sınırlaması olduğundan bu tür sınırlamalar, ancak mülkiyet hakkına konu taşınmazlar için söz konusu olabilir

Davacıya ait 1632 parsel sayılı taşınmazın geçit ihtiyacının bulunduğu açıktır. Mahkemece yapılan araştırma sonucu istek hüküm altına alınmış ise de geçit hakkına konu olan yer tescil harici bırakılan taşınmazdır. Türk Medeni Kanununun 715.maddesine göre bu tür yerler kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında olup hiçbir şekilde özel mülkiyete konu edilemezler. Başka bir deyişle bu gibi yerler kişilerin yararına ve kullanımına terk edilemez. Esasen Türk Medeni Kanununun 748. maddesine göre bu tür bir geçitin tapu kaydına işlenme olanağı da yoktur.

O halde davacının geçit ihtiyacı başka alternatifler üzerinde durularak karşılanmalıdır. Değinilen yönün göz ardı edilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir