1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2010/3299 K: 2010/4395


Türk Medeni Kanununun 715.maddesine göre bu tür yerler kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Hiçbir şekilde özel mülkiyete konu edilemezler. Başka bir deyişle bu gibi yerler kişinin yararına ve onun kullanımına terk edilemez. Esasen Türk Medeni Kanununun 748.maddesine göre bu tür bir geçidin tapu kaydına işlenme olanağı da yoktur.

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.08.2005 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.

Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.

Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı maliki olduğu 782 parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışı bulunmadığından, davalılara ait taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, 21 sayılı parsel maliki … vekili temyiz etmiştir.

Zorunlu geçit hakkının yukarıda açıklandığı gibi genel yola kadar kesintisiz kurulması şarttır. Mahkemece davalı …’e ait 21 parsel numaralı taşınmaz üzerinden davacıya ait 782 parsel yararına, teknik bilirkişilerin 24.04.2007 tarihli raporlarda … renkle gösterilen 260m2 yerden paftasında Aksu Deresi olarak gösterilen tapulama harici bırakılan yere çıkarılmak suretiyle karşılanmıştır. Türk Medeni Kanununun 715.maddesine göre bu tür yerler kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Hiçbir şekilde özel mülkiyete konu edilemezler. Başka bir deyişle bu gibi yerler kişinin yararına ve onun kullanımına terk edilemez. Esasen Türk Medeni Kanununun 748.maddesine göre bu tür bir geçidin tapu kaydına işlenme olanağı da yoktur.

O halde mahkemece davacının geçit ihtiyacı başka alternatifler üzerinde durularak karşılanmalıdır. Bu bağlamda, paftasından geçit hakkı talep edilen 782 parsel sayılı taşınmazın güney sınırında yüzölçümü daha büyük olan 20 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu paftasından anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş; yararına geçit hakkı istenilen taşınmaz sınırında bulunan 20 parsel numaralı taşınmazdan geçit hakkı kurulma olanağı bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişilerden rapor alınmalı, tüm alternatifler yukarıdaki ilkelere göre değerlendirilerek en uygun seçenekten genel yola kesintisiz ulaşabilecek geçit hakkı kurulmalıdır Mahkemece, eksik araştırma ve soruşturmaya dayalı şekilde geçit kurulmasına karar verilmesi doğru görülmediğinden karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 15.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir