Özeti: Mevzii imar planlarının genişletilmesi sonucunu doğuracak ve bu planla bütünleşecek şekilde, mevzii imar planına bitişik, mevzii imar planı oluşturulmasına yönelik ilave imar planı yapılamayacağı hakkında.
Dava, Antalya ili, Kaş İlçesi, Belenli Köyü, … ada … sayılı parselin bulunduğu alanda yapılan 1/1000 ölçekli ilave imar planının kabulüne ilişkin 09.01.2009 tarihli, 52 sayılı il genel meclisi kararının; yapılan planla çıkmaz yol ve çıkmaz yola cepheli parseller oluşturulduğu, bu durumun mevzuata aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istemiyle açılmış, mahkemece; … ada … nolu parsele yönelik olarak hazırlanan ilave imar planı dava konusu il genel meclisi kararıyla kabul edilmiş olsa da, dava konusu alanın daha önce mevzi imar planı bulunan bölgeye bitişik olduğu, bu haliyle mevzii imar planlarının genişletilmesi sonucunu doğuracak ve bu planla bütünleşecek şekilde, mevzii imar planına bitişik, mevzii imar planı oluşturulmasına yönelik ilave imar planı yapılamayacağı, bu nedenle söz konusu parselin bulunduğu alanda yapılan 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planının kabulüne ilişkin dava konusu işlemde planlama ilke ve esasları ile imar mevzuatına uyarlık bulunmadığı belirtilerek iptal kararı verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5.maddesinde; nazım imar planları, varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan planlar, uygulama imar planları ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren planlar olarak tanımlanmış olup, 6.maddesinde; planların, kapsadıkları alan ve amaçları açısından; “bölge planları” ve “imar planları”, imar planlarının ise, “nazım imar planları” ve “uygulama imar planları” olarak hazırlanacağı kurala bağlanmıştır.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3.maddesinin 4.bendinde; ilave imar planı: yürürlükte bulunan planın ihtiyaca cevap vermediği durumlarda, mevcut plana bitişik ve mevcut planın genel arazi kullanım kararları ile süreklilik, bütünlük ve uyum sağlayacak biçimde hazırlanan plan olarak, 5.bendinde ise mevzii imar planı; mevcut planların yerleşmiş nüfusa yetersiz kalması veya yeni yerleşim alanlarının kullanıma açılması gereğinin ve sınırlarının ilgili idarece belirlenmesi halinde, bu Yönetmeliğin plan yapım kurallarına uyulmak üzere yapımı mümkün olan, yürürlükteki her tür ve ölçekteki plan sınırları dışında, planla bütünleşmeyen konumdaki, sosyal ve teknik altyapı ihtiyaçlarını kendi bünyesinde sağlayan, raporuyla bir bütün olan imar planı olarak tanımlanmıştır.
Yukarıda yer verilen ilave ve mevzii imar planı tanımlarının irdelenmesinden; ilave imar planı tanımında yer verilen yürürlükteki plan kavramından, 1/5000 ölçekli nazım imar planları ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının anlaşılması gerektiği, 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının; arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen bütüncül planlar olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının ise; 1/5000 ölçekli nazım imar planları doğrultusunda hazırlanan, üst ölçekli bu planla hiyerarşik bağı bulunan ve bütünlük arz eden planlar olduğu açıktır.
Öte yandan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte de; ilave imar planlarının, mevcut planın genel arazi kullanım kararları ile süreklilik, bütünlük ve uyum sağlayacak biçimde hazırlanan planlar olduğu düzenlenmiş, mevzii imar planlarının ise, mevcut planların yerleşmiş nüfusa yetersiz kalması veya yeni yerleşim alanlarının kullanıma açılması gereğinin ortaya çıkması halinde yapılması mümkün olan, yürürlükteki her tür ve ölçekteki plan sınırları dışında, planla bütünleşmeyen konumdaki planlar olduğu göz önünde bulundurulduğunda mevzii imar planlarının ancak istisnai durumlarda yapılabileceği anlaşılmış olup, mevzii imar planlarının genişletilmesi sonucunu doğuracak ve bu planla bütünleşecek şekilde, mevzii imar planına bitişik, mevzii imar planı oluşturulmasına yönelik ilave imar planı yapılamayacağı değerlendirilmektedir.
Kaldı ki, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik, kanun sistematiği açısından incelendiğinde de; yönetmeliğin 3. maddesinin birinci fıkrasında nazım imar planının, 2. fıkrasında uygulama imar planının, 3.fıkrasında revizyon planın, 4.fıkrasında ise ilave imar planın düzenlendiği, mevzii imar planının ise ilave imar planından sonra 5. fıkrada düzenlendiği dolayısıyla ilave imar planı tanımında yer verilen mevcut plan kavramının mevzii imar planlarını kapsamadığı açıktır.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Antalya 3. İdare Mahkemesince verilen 30/09/2009 tarihli, E:2009/147, K:2009/1019 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/02/2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, Antalya ili, Kaş İlçesi, Belenli Köyü, … ada … nolu parselin bulunduğu alanda yapılan 1/1000 ölçekli ilave imar planının kabulüne ilişkin 9.1.2009 tarih ve 52 sayılı il genel meclisi kararının; yapılan planla çıkmaz yol ve çıkmaz yola cepheli parseller oluşturulduğu bu durumun mevzuata aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istemiyle açılmış, mahkemece; … ada … nolu parsele yönelik olarak hazırlanan ilave imar planının dava konusu il genel meclisi kararıyla kabul edilmiş olsa da, dava konusu alanın daha önce mevzi imar planı bulunan bölgeye bitişik olduğu, bu haliyle mevzii imar planlarının genişletilmesi sonucunu doğuracak ve bu planla bütünleşecek şekilde, mevzii imar planına bitişik, mevzii imar planı oluşturulmasına yönelik ilave imar planı yapılamayacağı, bu nedenle söz konusu parselin bulunduğu alanda yapılan 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planının kabulüne ilişkin dava konusu işlemde planlama ilke ve esasları ile imar mevzuatına uyarlık bulunmadığı belirtilerek iptal kararı verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5.maddesinde; nazım imar planları, varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan planlar, uygulama imar planları ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren planlar olarak tanımlanmış olup, 6.maddesinde; planların, kapsadıkları alan ve amaçları açısından; “bölge planları” ve “imar planları” ,imar planlarının ise, “nazım imar planları” ve “uygulama imar planları” olarak hazırlanacağı kurala bağlanmıştır.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3.maddesinin 4.bendinde; ilave plan: yürürlükte bulunan planın ihtiyaca cevap vermediği durumlarda, mevcut plana bitişik ve mevcut planın genel arazi kullanım kararları ile süreklilik, bütünlük ve uyum sağlayacak biçimde hazırlanan plan olarak, 5.bendinde ise mevzii imar planı; Mevcut planların yerleşmiş nüfusa yetersiz kalması veya yeni yerleşim alanlarının kullanıma açılması gereğinin ve sınırlarının ilgili idarece belirlenmesi halinde, bu Yönetmeliğin plan yapım kurallarına uyulmak üzere yapımı mümkün olan, yürürlükteki her tür ve ölçekteki plan sınırları dışında, planla bütünleşmeyen konumdaki, sosyal ve teknik altyapı ihtiyaçlarını kendi bünyesinde sağlayan, raporuyla bir bütün olan imar planı olarak tanımlanmıştır.
Her ne kadar, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca mevzii imar planlarının ancak mevcut planların yerleşmiş nüfusa yetersiz kalması veya yeni yerleşim alanlarının kullanıma açılması gereğinin ortaya çıkması halinde yapılabileceği, dolayısıyla istisnai bir plan olduğu ve söz konusu mahkeme kararında mevzii imar planına bitişik, mevzii imar planı oluşturulmasına yönelik ilave imar planı yapılamayacağı belirtilmiş ise de, sadece yukarıda yer alan ilave ve mevzii imar planlarının tanımları göz önünde bulundurularak mevzii imar planına bitişik ilave imar planı yapılamayacağı sonucuna varmanın mümkün olmadığı, planlanan alanda mevzii imar planı ve ilave imar planı yapılmasına yönelik koşulların oluşup oluşmadığı hususunun açıklığa kavuşturularak bir karar verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Bu durumda öncelikle alanda ilave imar planı yapılması koşulunun bulunup bulunmadığı, eğer var ise, planın şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığı hususunun ortaya konulması amacıyla mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden işlemin iptali yönündeki mahkeme kararının onanmasına yönelik çoğunluk kararına katılmıyoruz.