1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/187 K: 2013/2020 T: 14.02.2013


Mahkemece yapılan inceleme ve esas alınan teknik bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Rapor ekinde yer alan krokinin infaz kabiliyetinin bulunmadığı gibi, kök parselin çekişmeye konu imar parsellerinin ne kadarlık bölümüne isabet ettiği hususları da açıklığa kavuşturulmuş ve isabet eden bölümler kroki üzerinde de gösterilmiş değildir.

Dava, imar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili, mümkün olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte imar düzenlemesine tabi tutulduğu, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından da imar düzenlemesi yapıldığı, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dahil edildiği görülmektedir.

Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazda yapılan her iki imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini ileri sürerek, imar öncesi duruma dönülmesi ve ihdasen oluşan parselin yeniden Hazine adına tescili, mümkün olmaz ise tazminat istekli eldeki davayı açmıştır.

Mahkemece, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, diğer davalılar yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Hemen belirtilmek gerekir ki, imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın ise iptalinin gerekeceği ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.

Ne var ki; mahkemece yapılan inceleme ve esas alınan teknik bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.

Şöyle ki; dava konusu yapılan taşınmaz Kabasakal Köyü 1152 nolu parsel olduğu halde, Şambayadı Köyü 1152 nolu parselin sicil kaydının getirtildiği, öte yandan; uygulama neticesinde alınan 09.12.2010 tarihli teknik bilirkişilerin rapor ekinde yeralan krokinin infaz kabiliyetinin bulunmadığı gibi, kök parselin çekişmeye konu imar parsellerinin ne kadarlık bölümüne isabet ettiği hususları da açıklığa kavuşturulmuş ve isabet eden bölümler kroki üzerinde de gösterilmiş değildir.

Hal böyle olunca, öncelikle Kabasakal Köyü 1152 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kaydının getirtilmesi, ondan sonra mahallinde harita mühendisi vasfına haiz 3 kişiden oluşan bilirkişi marifeti ile yeniden keşif yapılarak, dava konusu kök parselin hangi imar parsellerine isabet ettiği hususunun saptanarak bu konularda bilirkişilerden açıklayıcı, doyurucu ve infaza imkan verecek şekilde krokili rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.

Kabule göre de; imar uygulamasının kamusal tasarruf olduğu ve dava açılmasına davalı gerçek kişilerin sebebiyet vermediği gözetildiğinde harç, yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden davalı gerçek kişilerin sorumlu tutulmaması gerekirken aksi yönde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.

Davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekili ile davalılar Serdar Murat Topal, Ebru Zeynep Topal ve Elif Lütfiye Topal vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir.