İstatistikler
5542
Yazılar
0
Yorumlar
23605
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 2024/1 K: 2025/2 T: 16.05.2025
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2018/4044 K: 2021/4082 T: 16.6.2021
Taşınmazı satın alan davalının kira sözleşmesinden haberdar olduğu, bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, resmi senet içeriği ve dosya kapsamıyla da sabittir. Ancak kira sözleşmesinde yer alan önalıma ilişkin düzenlemeden davalı tarafın açıkça tapu kaydından kaynaklanan bir bilgiye sahip olduğu ve kötü niyetli olduğu ispat edilemediğine göre; davanın reddine karar verilmesi gerekir Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2023/218 K: 2025/30 T: 12.2.2025
Satış bedelinin muvazaalı olduğu ileri sürülerek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davada, davalının cevap dilekçesinde şuf'a bedelinin depo edilmesi kaydıyla davayı kabul ettiğini belirttiği, ancak bedelde muvazaa iddiasının reddini savunduğu somut olayda, davalının cevap dilekçesindeki beyanının 6100 sayılı Kanun’un 308. maddesinde düzenlenen davaya son veren taraf işlemlerinden olan davayı kabul olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği, başka bir anlatımla davalının bedelde muvazaa iddiasına itiraz etmesinin davanın sonucunu etkileyecek mahiyette bir itiraz olup olmadığı Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E:1980/9356 K: 1980/8634 T: 07.10.1980
Taraflar yanını henüz bitmiş olan binada bağımsız bölüm sahibi olmak amacı ile birer daire almışlardır. Amaç herhangi bir arsanın payını almak değil bu arsa payına isabet eden dairenin alınmasıdır. Davacının buna rağmen davalının daire edinmek kasdıyla aldığı pay için şuf’a… Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1978/1101 K: 1980/1420 T: 19.03.1980
Henüz kat irtifakı kurulmamış veya kat mülkiyetine geçilmemiş inşa edilmekte olan apartmanda, davacının kendisi gibi, belirli bir daireyi satın aldığını bildiği davalı hakkında ön alım davası açmasının ve 240.000 lira bedelle alınan yeri 35.000,00 TL lira ile ele geçirmek istemesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1947/5 K: 1947/18
Birden fazla paydaş önalım hakkını kullanmak isterse önalım hakkı konusu pay, önalım hakkını kullanan paydaşların taşınmazdaki pay oranlarına bakılmaksızın, önalım hakkını kullanan paydaşlar arasında eşit olarak bölünmesi gerekir Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1985/4561 K: 1985/5504 T: 25.04.1985
Velayeti altında çocuk bulundurulan kişi velayeti altındaki çocuklarının paylarını istenilen fiyata satmak hakkına sahip olduğu gibi yetkili mercilerden alınacak izinle kendisi de satın almak hakkına sahiptir. Velayeti altındaki çocuklarının payını üçüncü şahsa sattıktan sonra aynı bedelle tekrar kendinin satın almak istemesi şuf'a hakkının kötüye kullanılmasıdır. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/1950 K: 2020/853 T: 10.11.2020
Önalım davasına konu payın bulunduğu taşınmazda paydaşlar arasında fiili taksim yapıldıktan sonra, bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, aynı taşınmazda farklı bir bölüm kendisine bırakılan ve satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2019/739 K: 2022/577 T: 19.4.2022
Önalım hakkına konu payın elbirliği mülkiyetine konu olması durumu tüm ortakların birlikte dava açması ya da bir ortağın açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/5663 K: 2019/4206 T: 9.5.2019
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasında taşınmaz üzerindeki bir bağımsız bölümün satıldığında diğer bağısız bölüm malikinin önalım hakkının olmadığı, 2. fıkrasında ise bir bağımsız bölümün paydaşlarından birinin kendi payını başkasına satması halinde öteki paydaşların önalım hakkını kullanabileceği düzenlenmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrası gereğince taşınmazda pay sahibi olan davacının önalım hakkı bulunmaktadır. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2021/528 K: 2021/1417
Gerek yerel mahkeme, gerekse Bölge Adliye Mahkemesince davalının bu yöndeki savunması dikkate alınarak, davacıların haberdar oldukları ve katıldıkları belirtilen bir ihalede, ihalenin sonucuna göre gerçekleşen taşınmaz pay devrine yönelik önalım davası açmalarının, 4721 sayılı TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı değerlendirilerek davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1986/5218 K: 1986/6747 T: 12.05.1986
634 sayılı Kat Mülkiyeti kanununun 8. maddesi uyarınca kat mülkiyeti kurulmuş bir gayrimenkulun bağımsız bölümlerinden birinin veya kat irtifakına bağlanmış arsa payının satılması halinde diğer kat maliklerinin veya irtifak hakkı sahiplerinin şuf'a (öncelikle satın alma) hakkı yoktur. Böylece ayrı ayrı bağımsız bölümlerin malikleri arasında şuf'a hakkının cereyan etmeyeceği belirlenmiştir. Bir bağımsız bölümün birden fazla maliki varsa bunlardan birisinin payının satışı halinde aynı bağımsız bölümün diğer paydaşlarının şufa hakkının cereyan edeceği tabiidir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2004/5776 K: 2004/7578 T: 2.11.2004
Olayda deprem sonucu arsanın tamamen yok olması veya üzerine yapı yapılamayacak hale gelmesi söz konusu olmadığına göre ana taşınmaz üzerinde kurulu kat irtifakının sona erdiğinden bahsedilemez. Kat irtifakı kurulan yerde bağımsız bölümler söz konusu olduğundan 634 sayılı Yasanın 8. madde hükmü uyarınca onalım hakkının kullanılmasına olanak yoktur. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/225 K: 2014/4676 T: 8.4.2014
Somut olayda deprem sonucu arsanın tamamen yok olması veya üzerine yapı yapılamayacak hale gelmesi söz konusu olmadığına göre davalıların pay satın aldıkları tarihlerde taşınmaz üzerinde kurulu kat irtifakının kendiliğinden sona erdiğinden bahsedilemez. Davalıların kat irtifakına bağlanmış arsa payları satın aldıkları tarihler sonrasında kat irtifakının 20.03.2012 tarihinde terkin edilmesi Kat Mülkiyeti Kanununun 8. maddesi hükmü uyarınca davacıya önalım hakkı kullanmasına olanak vermez. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2018/559 K: 2020/261 T: 5.3.2020
Anayapının tamamen harap olması hâlinde kat mülkiyetinin kendiliğinden sona ereceği dikkate alındığında anılan kayıtlara değer verilemeyeceği, anayapının harap olması ile beraber arsa payı üzerindeki paylı mülkiyetin devam edeceği kuşkusuzdur. Bu itibarla, kat mülkiyetinin kendiliğinden sona erdiği ve arsa payı üzerindeki paylı mülkiyetin devam ettiği anlaşıldığından, taşınmazdaki paydaşlardan birinin payını üçüncü bir kişiye satması hâlinde diğer paydaşların ön alım haklarını kullanabileceği gözetilerek, bu yönde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Devamını Oku
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/3691 K: 2022/6951 T: 16.11.2022
Dava konusu taşınmaz üzerindeki kat mülkiyetinin kendiliğinden sona erdiği ve arsa payı üzerindeki paylı mülkiyetin devam ettiği anlaşıldığından, taşınmazdaki paydaşlardan birinin payını üçüncü bir kişiye satması hâlinde 4721 sayılı TMK'nın 732. maddesi gereğince diğer paydaşların ön alım haklarını kullanabileceği gözetilerek, bu yönde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2004/2890 K: 2004/3399 T: 03.05.2004
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 47. maddesinin açık hükmü karşısında ana yapının tamamının harap olması durumunda kat mülkiyetinin kendiliğinden kalkacağı, tapuda işlemlerin tamamlanmamasının kat mülkiyetinin devam edeceği anlamına gelmeyeceği, arsa payları oranında maliklerin paylı mülkiyet şeklinde malik olacakları, bu nedenle paylı mülkiyete konu taşınmazda Medeni Kanun hükümlerine göre önalım hakkının cereyan edeceği açıktır. Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı E: 1954/27 K: 1955/3 T: 09.03.1955
İhtiyari müzayede ile satışa çıkarılan bir gayrimenkulün şayi hissesini satın almak için o gayrimenkulün şayi hissedarının müzayedeye iştirak ederek pey sürmesi ve bilahare müzayededen çekilmesi şufa hakkından feragati tazammun etmeyip bu hissedarın şayi hisseyi müzayede neticesinde yapılan ihale ile satın alan üçüncü şahsa karşı şufa hakkını kullanabileceği Devamını Oku
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı E: 1938/17 K: 1939/57 T: 29.11.1939
Artırma ve Eksiltme Kanununa göre yapılan gayrimenkul satışları sırf ihtiyarî satışlardan olmakla beraber 571 nci maddenin hükmü haricinde cereyan eder. Bunların ihtiyarî satış mahiyetlerinden dolayı Kanunu Medeninin 658 ve 659 ncu maddelerinde yazılı şüf’a hükümlerine tabi olduğunda şüphe yoktur. Mezkur maddelerdeki akdi ve kanunî şüf’a baklan satışın öğrenildiği tarihten itibaren bir ay içinde kullanılabilir. Satıştan önce istimal edilmelerine lüzum ve imkan yoktur. İcra Kanununa tevfik edilmeyen ihtiyarî artırmaların hepsi hakkında şüf’anın umumî hükümleri ayniyle cereyan eder. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2021/8192 K: 2022/1087
7221 sayılı Kanunun 6. maddesi ile getirilen 5 yıllık hak düşürücü süreye ilişkin düzenlemenin, yasanın yayım tarihinden önce kesinleşmiş imar planı ve parselasyon planlarına karşı dava açma süresini beş yıl olarak sınırlandırdığı biçiminde yorumlanamayacağı, bu durumda parselasyon işlemi tebliğ edilmemiş ise, davacıların işlemi öğrendiğinin ispatlanamaması halinde, davacıların dava konusu işlemi öğrenme tarihinin dava dilekçesinde belirttikleri tarih olarak kabul edilmesi davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2021/7412 K: 2022/1088
7221 sayılı Kanunun 6. maddesi ile getirilen 5 yıllık hak düşürücü süreye ilişkin düzenlemenin, yasanın yayım tarihinden önce kesinleşmiş imar planı ve parselasyon planlarına karşı dava açma süresini beş yıl olarak sınırlandırdığı biçiminde yorumlanamayacağı, bu durumda parselasyon işlemi tebliğ edilmemiş ise, davacıların işlemi öğrendiğinin ispatlanamaması halinde, davacıların dava konusu işlemi öğrenme tarihinin dava dilekçesinde belirttikleri tarih olarak kabul edilmesi davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği Devamını Oku
Yargıtay Büyük Genel Kurulu E: 1949/13 K: 1951/5 T: 20.06.1951
Şufa davasında Hakimin hükümden önce resen nazara alarak tayin edeceği münasip bir mehil içinde satış bedeli ile şefie ait olması lazım gelen satış masraflarını tediyeye veya tevdie karar verebileceğine ve tediye veya tevdiden sonra kaydın tashihine hükmedilebileceği Devamını Oku
Yargıtay Büyük Genel Kurulu E: 1951/1 K: 1951/6 T: 26.12.1951
Medeni Kanunun 658 inci maddesinin son fıkrasındaki bir aylık müddet gibi, on yıllık müddetin de kanuni şufaya tatbiki gerektiğine ve on yıllık müddetin kanuni şufaya tatbikinde başlangıcın meşfuun satışı tarihi olması iktiza ettiğine, kanuni şufa hakkının kullanılmasından önce Borçlar Kanununun 125 inci maddesinin tatbiki bahis mevzuu olmayıp zamanaşımının hakkın kullanılması neticesinde tahassül eden ve mülkiyetin devrini istemekten ibaret bulunan şahsi mutalebe hakkı bakımından bahis mevzuu olduğuna dair Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2196 K: 2017/1112 T: 14.06.2017
Paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda kural satış bedelinin paydaşlara payları oranında dağıtılmasıdır. Ancak bu kuralın mutlak olarak uygulanması imar ile şuyulandırılan taşınmazlar arasında değer farkı varsa hakkaniyete ve adalete uygun olmayan sonuçlar doğuracaktır. Hakkaniyete aykırı durumu önlemek için her bir kadastro parselinin imar parseline kattığı değer nispetinde satış bedelinden faydalanması esasına dayalı bir paylaşım yapılmalıdır. Devamını Oku