1. Anasayfa
  2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2015/17739 K: 2017/8208 T: 29.11.2017


Özet: Uygulama tespiti sırasında yanlış ölçüm nedeni ile bir taşınmazın bir bölümünün tespit harici yolda bırakıldığı iddiasına dayalı olarak açılan davada, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaz bölümlerine ilişkin talepler yönünden de uygulama kadastrosunu denetleyerek sınırın tespitinde yanlışlık varsa, sınırları düzeltecek şekilde karar vermekle görevli mahkemenin kadastro mahkemeleri olduğu gözetilmelidir.

Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, davacı tarafından uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait 4009 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin taşınmazın sınırında bulunan 4009 ada 2 parselden kaynaklandığı iddiasına dayanılarak askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesi’ne dava açılmış, yargılama sırasında ise eksikliğin kısmen komşu tescil harici yoldan ileri geldiğinin teknik bilirkişi raporunda belirtilmesi üzerine Hazine de davaya dahil edilmiştir. Mahkemece, temyize konu edilen ve bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden bu kısmın tescil harici yol olarak bırakılan kısımda kaldığı ve bu bölüme ilişkin tutanak düzenlenmediği gerekçe gösterilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Ne var ki; uygulama kadastrosu ile çekişmeli taşınmazın sınırlarının belirlenmesi sırasında yapılan teknik hataların düzeltilmesi amaçlanmaktadır. Somut olayda tescil harici bırakılan bir yer hakkında açılan dava söz konusu olmayıp; tesis kadastrosu sırasında kendi taşınmazları içerisinde ölçülen bir bölümün; 22/a uygulaması ile yola terk edildiği iddiasında bulunulduğu sabittir. Daha açık bir ifade ile, 22/a uygulamasının hatalı olması nedeniyle taşınmazın bir bölümünün yolda bırakıldığı iddiasına dayanılmakta olup evveliyatında hakkında tutanak düzenlenip tapuya bağlanmış bir taşınmazın uygulama kadastrosu sırasında yanlış ölçülmesi nedeni ile bir bölümün tespit harici yolda bırakıldığı iddiasına dayanılmaktadır. Uygulama tespiti sırasında belirlenen sınırların yanlış olduğunu iddia eden davacının, uygulama tespitinin yanlış yapıldığı ve taşınmazının bir bölümünün hakkında tutanak düzenlenmeyen alanda bırakıldığını iddia etmesi halinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaz bölümlerine ilişkin talepler yönünden de uygulama kadastrosunu denetleyerek sınırın tespitinde yanlışlık varsa, sınırları düzeltecek şekilde karar verme görevi Kadastro Mahkemesine aittir. Hukuk Genel Kurulu’nun 22.03.2017 tarih, 2017/16-470 Esas ve 2017/544 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.