1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1993/2566 E: 1994/195 T: 19.1.1995


Davacılar zilyetliğe dayanarak dava açtıklarına göre, davalı Hazine’ye karşı zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına gerçekleştiğinin ispat külfeti davacılara düşeceğinden ve ayrıca zilyetlik tanıklarının mahallinde dinlenmesi gerekeceğinden, keşif giderlerini öngörülen sürede özürsüz olarak karşılayamadıkları takdirde, iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir.

Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

K: Kadastro sırasında 205 parsel sayılı 56375 m². 206 parsel sayılı 52250 m² Yüzölçümündeki taşınmazlar dava dışı 84 ve 88 sayılı parsellere uygulanan vergi kaydının yüzölçümü fazlası olarak davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazları komisyonca reddedilen davacılar F… ve Ö… A…, vergi kaydına, miras hakkına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak her taşınmaz hakkında ayrı ayrı dava açmışlardır. Davacılardan Ö… A…’ın ölümü nedeniyle davayı mirasçıları takip etmiştir. Mahkemece dava dosyaları birleştirildikten sonra davanın reddine, taşınmazların davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı F… A… ile Ö… A… mirasçılarından S… ve M… E: .. A… tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar zilyetliğe dayanarak dava açtığına göre davalı Hazineye karşı zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına gerçekleştiğinin ispat külfeti davacılara düşer. Davanın niteliğine göre zilyetlik tanıklarının mahallinde dinlenilmesi gerekir.

Bu itibarla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesi hükmü gereğince davacılar keşif giderlerini karşılamak zorundadır. Diğer taraftan Tebligat Kanununun 10. maddesine göre taraflara yapılacak tebligatlar bilinen en son adreslerine yapılır. Davacıların bilinen son adresleri dava dilekçelerinde bildirdikleri adrestir. Dava dilekçesinde yazılı adresin değiştiğini davacılar duruşma sırasında mahkemeye bildirmemişlerdir. Mahkemece bu yön gözönünde tutularak keşif giderlerinin yatırılması için yapılan tebligat dava dilekçesindeki adreslerine çıkartılmış, çıkartılan tebligat davacı F…’nin yeğeni, diğer davacıların kardeşi olan ve birlikte oturdukları tebligata verilen meşruhattan anlaşılan H… A…’a yapılmıştır. O halde, bu şekilde yapılan tebligatta usulsüzlük yoktur. Davacılar öngörülen süre içerisinde keşif giderlerini özürsüz olarak karşılamamışlardır. Böylece iddialarını kanıtlayamamışlardır. Bu durumda yazılı biçimde hüküm kurulması isabetlidir.

SONUÇ: Bu nedenle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 105.500 lira harcın temyiz edenlerden alınmasına, 19.1.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir