1. Anasayfa
  2. Danıştay İDDK Kararları

Danıştay İDDK E: 1999/764 K: 2001/39 T: 19/01/2001


Davacı ile iptalini istediği imar plan ve uygulama işlemleri arasında beldede yatırımcı olarak faaliyette bulunmaları nedeniyle dava açmaya yeterli menfaat alakasının bulunduğu.

İstemin Özeti:Danıştay 6. Dairesisinin 22.4.1999 günlü, E: 1998/7514, K: 1999/2181 sayılı kararını, davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Savunmasının Özeti: Danıştay 6. Dairesisince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Turizm Bakanlığı ve Davalı İdareler Yanında Davaya Katılanın Savunmalarının Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Arslan’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Habibe Ünal’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay 6. Dairesisince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle Daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü: … Turizm Merkezinde … Turistik Tesisleri … A.Ş.ye “Eğlence Merkezi” olarak tahsisli alanın, 1/25000 ölçekli Doğu Antalya Çevre Düzeni İmar Planında Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 27.4.1998 tarihinde yapılan değişiklikle “Turizm Kompleksi”ne çevrilmesine ve buna dayalı olarak Turizm Bakanlığınca 8.6.1998 tarihinde onanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile yatak kapasitesinin 1500’e çıkarılması işlemlerinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay 6. Dairesisince verilen ve davanın 2577 sayılı Yasanın 15.maddesinin 1/b bendi uyarınca ehliyet yönünden reddine ilişkin bulunan 22.4.1999 günlü, E: 1998/7514, K: 1999/2181 sayılı kararı, davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, Danıştay 6. Dairesisince, merkezi Ankara’da olan davacı şirketin, şirket ana sözleşmesinde belirtilen amaç ve konularda faaliyet göstermek üzere ortaklarından ayrı tüzel kişiliğe sahip olarak kurulduğu ve dosyanın incelenmesinden, anılan şirketin Belek’de turizmle ilgili herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığa konu alandaki imar planları ile ilişkisinin olmadığı, dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15.maddesinin 1/b bendi uyarınca ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde iptal davalarının menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceği öngörülmüş iken, 4001 sayılı Yasayla anılan maddenin 1. fıkrası değiştirilerek (a) bendinde “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için, çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere, kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları “hükmüne yer verilmiş, Anayasa Mahkemesinin 21.9.1995 günlü, E: 1995/27, K: 1995/47 sayılı kararıyla, 6.1.1982 günlü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10.6.1994 günlü, 4001 sayılı Yasanın 1. maddesiyle değiştirilen 2. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde yeralan “… kişisel hakları ihlal edilenler…” ibaresi Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş ve sözkonusu iptal kararı uyarınca, 8.6.2000 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4577 sayılı Yasanın 5. maddesiyle, 4001 sayılı Yasa değişikliği öncesi düzenleme tekrar getirilmiş ise de uyuşmazlık tarihinde bu konuda henüz bir yasal düzenleme yapılmamış olduğundan, bu durumda İdare Hukukunun genel ilkelerine göre iptal davası açılabilmesi için gerçek ya da tüzel kişiler ile dava konusu edilen işlem arasında makul ve ciddi bir ilişkinin diğer bir deyişle menfaat bağının varlığı yeterli bulunmaktadır.

İmar planları, insan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amacıyla hazırlanır. Bu esaslara göre yapılan ve kesinleşen imar planlarının ancak; koşulların değişimi ve zorunluluk halinde, düzenleme esnasında uyulması zorunlu olan ilkelere ve yeni verilere uymak koşuluyla değiştirilmesi esastır.

Belde yaşamını etkileyen imar planı değişikliklerinin beldede yaşayanları, faaliyette bulunanları yukarıda sözü edilen konularda yakından ilgilendirmesi nedeniyle, bu kişilerle imar planları arasında dava açmaya yeterli menfaat alakasının bulunduğunun kabulü gerekmektedir.

Dava konusu planların, … Turizm Merkezinde, belirlenen alanda kullanım değişikliği, yaptığı yoğunluk artırdığı, oluşturulmaya çalışılan yeşil kuşak bütünlüğünü bozduğu iddialarıyla iptali istenilmekte; davacı … Yatırımcıları Turizm Ortak Girişiminin ise, … Turizm Merkezindeki yatırımcılar tarafından oluşturulduğu, yöredeki işletme ve alt yapı sorunları ile ilgilenmesinin yanısıra, Ana Sözleşmesinin 3.maddesi uyarınca amaç ve faaliyet konuları arasında turizmin de yer aldığı, sırf bu amaçla ve … yöresi ile ilgili olarak örgütlendiği anlaşılmaktadır.

Durum Böyle olunca, davacı ile iptalini istediği idari işlemler arasında, dava açmaya yeterli menfaat alakasının bulunduğu sonucuna varılmış ve davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Danıştay 6. Dairesisinin 22.4.1999 günlü, E: 1998/7514, K: 1999/2181 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Dairesine gönderilmesine 19.1.2001 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY Davacı tarafından ileri sürülen temyiz sebepleri, Danıştay 6. Dairesisinin 22.4.1999 günlü, E: 1998/7514, K: 1999/2181 sayılı kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması oyuyla, bozulmasına ilişkin karara karşıyız.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir