1. Anasayfa
  2. Danıştay İDDK Kararları

Danıştay İDDK E: 1990/710 K: 1990/142 T: 02.11.1990


İstemin Özeti: 14.4.1987 günlü 2252 sayılı Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda İzmir 2. İdare Mahkemesince verilen 12.2.1988 günlü E:1987/455, K:1988/115 sayılı iptal kararı, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Altıncı Dairesince verilen 28.12.1989 günlü E:1989/1450, K:1989/2966 sayılı kararla bozulmuş ise de; Mahkeme, bozma kararına uymayarak, 6.03.1990 günlü, E:1990/161, K:1990/326 sayılı ısrar kararını vermiştir. Davalı idare, ısrar kararının hukuka uygun olmadığını iddia ederek bozulmasını istemektedir.

Danıştay Savcısı A.Ş.`nin Düşüncesi: İzmir 33 pafta, 2774 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ruhsatsız yapının yıktırılmasına ilişkin encümen kararını iptal eden İzmir 2. İdare Mahkemesi kararı Danıştay 6. Dairesinin 15.2.1989 günlü, E:1988/1041, K:1989/301 sayılı kararıyla onanmış ise de; Davalı Belediye Başkanlığının karar düzeltme istemi üzerine incelenmesi sonucunda bu karar Danıştay 6. Dairesinin 28.12.1989 günlü, E:1989/1450, K:1989/2966 sayılı kararıyla bozulmuştur.

İzmir 2. İdare Mahkemesinin bozma kararına uymayarak 12.2.1988 günlü 115 sayılı ilk kararında ısrarı üzerine davalı bu kez anılan ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Temyiz dosyasının incelenmesinden yıkılması istenilen ruhsatsız birinci katın altındaki zemin kat için davacı adına 16.7.1985 günlü 4267 sayılı tapu tahsis belgesi düzenlendiği anlaşıldığından ve 2981 sayılı Yasanın 20. maddesinde belirtilen “Bu Kanunda yer alan ruhsat ve kullanma izni hakkında işlemler bir defaya mahsus olmak üzere uygulanır” kuralı uyarınca söz konusu birinci kat için anılan yasada ikinci kez yararlanma olanağı yoktur.

Açıklanan nedenlerle davalı tarafından temyiz isteminin kabulüyle İzmir 2. İdare Mahkemesinin eksik incelemeye dayalı olarak verdiği iptal kararında ısrarına ilişkin 6.3.1990 günlü 326 sayılı kararın bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü:

Davacının, İzmir 2584 Sokak No: 6`da ruhsatsız ilave 1 inci kat inşaatının yıkımına ilişkin 14.4.1987 günlü 2252 sayılı Belediye Encümeni Kararının iptali istemiyle açmış olduğu dava sonucunda, İzmir 2. İdare Mahkemesince verilen 12.2.1988 günlü E:1987/455, K:1988/115 sayılı iptal kararı, Danıştay Altıncı Dairesinin 28.12.1989 günlü E:1989/1450, K:1989/2966 sayılı kararı ile bozulmuş ise de; Mahkeme, bozmaya uymayarak iptal kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare 6.3.1990 günlü E:1990/161, K:1990/326 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Danıştay Altıncı Dairesi, İzmir 2. İdare Mahkemesinin 12.2.1988 günlü E:1987/455, K:1988/115 sayılı iptal kararını, “2981 sayılı Yasanın 20. maddesinde “Bu Kanunda yer alan ruhsat ve kullanma izni hakkındaki işlemler bir defaya mahsus olmak üzere uygulanır. Bu işlemler, bundan sonraki uygulamalara örnek teşkil etmez…” kuralı yer almaktadır.”

“Dava dosyasının incelenmesinden yıkılması istenilen ruhsatsız birinci katın altındaki zemin kat için adına 16.7.1985 günlü, 4267 sayılı tapu tahsis belgesi düzenlendiği anlaşılan davacının yukarıda anılan yasa kuralı karşısında 2981 sayılı Yasadan tekrar yararlanmasına olanak bulunmadığı açıktır.”

“Bu durum karşısında sözü edilen 1. katın, 2981 sayılı yasa kapsamına girdiğinden bahisle tespit ve değerlendirme işlemi sonuçlandırılmadan yıktırılmasına karar verilmesinde mevzuata uyarlık görülmediği gerekçesiyle İdare Mahkemesince verilen iptal kararında isabet bulunmamaktadır.” gerekçesiyle bozmuştur.

İzmir 2. İdare Mahkemesi, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararında, 2981 sayılı Kanunun 20 nci maddesi hükmünün, Kanunun kapsamını daraltıcı bir hüküm olarak yorumlandığını, oysa anılan maddenin bir kapsama maddesi olmadığını ve esasen imar affından yararlanan yapıların, imar affı kapsamı dışındaki yapılanmalara örnek teşkil etmeyeceğini, uygulamanın istisnai ve geçici bir durum olduğunu belirtir nitelikte bir madde olduğunu vurgulayarak, ilk kararında ısrar etmiş ise de; 2981 sayılı Kanunun 20 nci maddesinde çok açık bir ifadeyle yer alan, “Bu Kanunda yer alan ruhsat ve kullanma izni hakkındaki işlemler bir defaya mahsus olmak üzere uygulanır.” hükmü karşısında, bir yapının 2981 sayılı Kanundan birden fazla yararlanmasına olanak bulunmamaktadır.

Davacının, ilave 1. kat inşaatının 2981 sayılı Kanun karşısındaki durumu bu olmakla beraber, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararında belirtildiği üzere, İdare Mahkemesince, yapının af kapsamında kalan bölümü hakkında davacı adına düzenlenen tapu tahsis belgesinin tapuya dönüşüp dönüşmediği, tapuya dönüşmüş ise 1. katın yıktırılmasına ilişkin işlemin 3194 sayılı Kanunun 32 nci maddesi hükümlerine uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İzmir 2. İdare Mahkemesinin 6.3.1990 günlü, E:1990/161, K:1990/326 sayılı ısrar kararının bozulmasına ve dosyanın İzmir 2. İdare mahkemesine gönderilmesine 2.11.1990 günü oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Davacının, İzmir 2584 Sokak No:6`da ruhsatsız ilave 1 inci kat inşaatının, yıkımına ilişkin 14.4.1987 günlü 2252 sayılı Belediye Encümeni Kararının iptali istemiyle açılan davada, İzmir 2. İdare Mahkemesi, iptal kararında ısrar etmektedir.

İmar ile ilgili olarak çıkarılan af yasaları (2805, 2891, 3290, 3366 sayılı yasalar) ilgililere, 10.11.1985 tarihinden önce yapılmış olan yapıları için 7.12.1986 tarihine kadar başvuruda bulunabilme hakkı tanımıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının zemin kat için 2805 sayılı af yasasından yararlanmak amacıyla 5.4.1983 tarihinde idareye başvurduğu, ilave kat inşaatının da 10.11.1985 tarihinden önce yapıldığı ve bu katın da af yasası kapsamında bulunduğu, ayrıca 10.11.1985`den önce yapılan ilave kat için, Belediye Encümeninin para cezası ile ilgili kararının İzmir 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 7.12.1987 günlü, E:1987/714, K:1987/1487 sayılı kararı ile kaldırıldığı anlaşılmaktadır.

2981 sayılı Yasanın, Uygulamaların Örnek Teşkil Etmemesi başlıklı 20 nci maddesini ise, yapılış tarihi itibariyle esasen af yasası kapsamında olan bir yapının, aftan yararlanmasını engeller biçimde yorumlamak mümkün görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile usul ve kanuna uygun olan idare mahkemesi kararının onanması oyuyla, karara karşıyız.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir