1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4543 K: 1999/4156 T: 22.9.1999


İmar planında farklı bir amaca tahsis edilmiş yerde kalan yapının, parselasyon işlemi sırasında korunmamış olmasında ve davacıya başka bir parselden tahsis yapılmasında mevzuata aykırılık yoktur.

İstemin Özeti: Manisa İdare Mahkemesinin 29.4.1998 günlü, E: 1997/248, K: 1998/184 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu’nun Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Savcı Anıl Genç’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, …. Merkez, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosya da bulunan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, 14632 m2’lik kadastral parselin 8547 m2’lik kısmının içinde bulunduğu alanda dava konusu parselasyon işleminin tesis edildiği, bu parselin hissedarı olan davacı tarafından 416 m2’lık alan üzerine inşa edilen fabrika binasının imar affı yasaları uyarınca ruhsata bağlandığı, korunması gereken bu yapının bulunduğu alanın yapı sahibine tahsis edilmesinin parselasyon işleminin temel ilkelerinden birisi olmasına rağmen, davacıya fabrika binasının bulunduğu yerde oluşturulan imar parsellerinden tahsis yapılmadığı anlaşıldığından, korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parselinin içine alınması suretiyle kullanım devamlılığının sağlanması gerektiğine ilişkin kurala uyulmaksızın yapılan parselasyon işleminin mevzuata aykırı olduğu gerekçesi ile iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, 283 ada 14 parsel sayılı 14632 m2’lik parselin 8547 m2’lik kısmının parselasyon işlemi kapsamına alındığı, bu bölümdeki 1283 m2’lik davacı payından düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra kalan kısmın bu yerde oluşturulan 1892 ada parsel 1902 ada 6 parsel 1902 ada 11 parsel ve 1902 ada 12 parsel sayılı taşınmazlardan pay verilmesi suretiyle karşılandığı; kadastral parsel üzerine davacı tarafından inşa edilen ve imar affı yasaları uyarınca ruhsata bağlanmış olan fabrika binasının ise bu yerde oluşturulan 1902 ada, 7, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde kaldığı ve davacının anılan parsellerin kendisine tahsis edilmesi gerektiği iddiası ile bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulamasına ilişkin Yönetmeliğin 8. maddesinde, imar veya kadastro parselleri üzerine inşa edilmiş ve düzenleme sırasında plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapının bir imar parseli içinde bırakılabileceği kurala bağlanmıştır.

Dava dosyasında bulunan imar planı örneklerinden, uyuşmazlık konusu taşınmazların ayrık nizam 3 katlı ve ayrık nizam 7 katlı konut alanında kaldığı, işyeri niteliğinde olan davacının fabrika binasının taşınmazların imar planındaki tahsis şekline uygun bir yapı niteliği taşımadığı anlaşıldığından, bu yapının müstakil bir imar parseli içinde korunması zorunluluğu bulunmamaktadır.

Kadastral parsel davacı ve diğer hissedarların müşterek mülkiyetinde bulunduğundan ve herbir paydaş taşınmazın her noktasında hak sahibi olduğundan, kadastral parselin küçük bir bölümüne fabrika binası inşa eden davacıya fabrika binasının üzerinde bulunduğu yerde oluşturulan parsellerin tahsis edilmemiş olmasında ve yine kadastral parselin sınırları içinde oluşturulmuş bulunan sözü edilen binaya komşu parsellerden pay verilmesine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Manisa İdare Mahkemesinin 29.4.1998 günlü, E: 19977 248, K: 1998/184 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 22.9.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir