Emsalin satış tarihi, satış sebebi, cinsi vb. özelliklerini gösteren tapu kayıtları istenmeden karar verilemez. Veraset ilamı alınmadan tapu kaydında gözüken malikler ile irtibat tespit edilemeyeceği için veraset ilamı alınmadan karar verilemez. Bir taşınmazın arsa olarak kabulü için kamulaştırma tarihinde belediye imar planı içinde olması gerekir. İmar planı içinde değilse belediye veya mücavir alanı içinde bulunması, etrafının meskun olması ve belediye hizmetlerinden de yararlanması gerekir.
Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, kamulaştırma bedelinin artırılmasına dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı İdare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü: K: 1- Davacılardan Ş… dışındakilere kamulaştırma işleminin noter aracılığı ile tebliğ edilip edilmediği ilgili idare ve noterden sorulup tesbit edilmeden, davanın süresinde kabulü ile artırmaya karar verilmesi.
2- Mahkemece iki kez bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar geçersizdir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz mal tapuda tarla olarak kayıtlı olduğu gibi bu niteliği göz önünde tutularak değer biçilmiştir.
Bir yerin arsa olarak kabul edilebilmesi için; kamulaştırma (değerlendirme) gününde belediye imar planı içinde olması, olmadığı takdirde belediye veya mücavir alanı içinde bulunması, ayrıca belediye hizmetlerinin tümünden yararlanması, etrafının meskun olması gerekir. Taşınmaz malın belediye hizmetlerinden yararlanmadığı açıkça bilirkişilerce bildirildiği halde taşınmaz mala arazi olarak değer biçilmesi gerekirken arsa olarak değer biçilmesi,
3- Davacılar H…, R…, R… ve R…’in dava konusu 829 parseldeki paylarını gösteren tapu kaydının veya tapu kaydı malikleri ile irtibatını belirleyen veraset ilamı alınmadan karar verilmesi,
4- Kabule göre de; Bilirkişi kurullarınca emsal olarak belirlenen emsallere ait satış tarihi, cinsi, satış sebebini gösteren tapu kayıtları tapu sicil müdürlüğünden getirtilmeden inceleme yapılarak hüküm kurulması, doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı İdare vekilinin temyiz itirazı yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istendiğinde ödeyene geri verilmesine, 15.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.