1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2010/11339, K: 2013/6483


Özeti: Kamu alanı ile kamu tesis alanı kavramlarının farklı kavramlar olduğu, kamu alanının plandaki fonksiyonu değil mülkiyeti belirlediği, taşınmazın 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında kamusal alanda kalması nedeniyle, plandaki fonksiyonu bakımından 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli planlar arasında hiyerarşik anlamda değerlendirme yapılamayacağı, 1/5000 ölçekli ve 1/1000 ölçekli planlar incelendiğinde 1. sınıf tarım arazisinin resmi kurum alanına ayrılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.

Dava, Muğla İli, Dalaman İlçesi, Hürriyet Mahallesi, Akçatak Mevki, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca tesis edilen parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesinin 27.02.2007 tarihli, E:2004/6230, K:2007/1212 sayılı bozma kararına uyularak, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının dayanağı 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planına, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının da dayanağı 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun olduğu gerekçesiyle davanın imar planlarına ilişkin kısmının reddine, 01.04.2008 tarihli, 176 sayılı belediye encümeni kararı ile de dava konusu parselasyon işleminin idarece iptal edildiği için parselasyon açısından davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu kararın davanın reddine ilişkin kısmı davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının, uyuşmazlığa konu parselin 1. sınıf tarım arazisi olduğu, bu arazinin tarım dışı amaçla kullanılmasının mümkün olmadığı iddiası ile 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının iptali istemiyle bakılan davayı açtığı, mahkemece mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın 1. sınıf tarım arazisi olduğunun belirtildiği, Mahkemece anılan bilirkişi raporuna dayanılarak 25.12.2003 tarih, E:2001/1654, K:2003/1242 sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, bu kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 27.02.2007 tarihli, E:2004/6230, K:2007/1212 sayılı kararı ile davalı idarece temyiz dilekçesinde uyuşmazlığa konu taşınmazın 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında resmi kurum alanında kaldığı, bu hususun araştırılarak ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, Mahkemece yeniden mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ve İdare Mahkemesinin kararına dayanak aldığı bilirkişi raporunda; uyuşmazlığa konu taşınmazın, 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında kamu alanına ayrıldığı, bu haliyle kamu alanları kullanımının resmi kurum alanı kapsamında değerlendirilebileceği, uyuşmazlık konusu parselin, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında da resmi kurum alanında, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da belediye, halk eğitim merkezi, emniyet müdürlüğü, emniyet lojmanı, TCK, DSİ tesis ve lojmanı, sosyal kültürel tesis, askerlik şubesi, kütüphane ile kısmen yol, otopark ve park alanında kaldığı, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planına, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının da 1/5000 ölçekli imar planına uygun olduğu yönünden görüş belirtildiği anlaşılmaktadır.

Dava konusu imar planlarının onama tarihinde yürürlükte bulunan ve 11.03.1989 tarihli, 20105 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tarım Alanlarının Tarım Dışı Gaye ile Kullanılmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesinde 1. sınıf tarım arazisinin tarım dışı maksatlarla kullanılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, “kamu alanı” kavramı, taşınmazın fonksiyonunu değil, mülkiyetini belirleyen bir kavram olup, taşınmazın kamu mülkiyetinde olduğunu ifade eder. Kamu alanı ile kamu tesis alanı (umumi bina) da farklıdır. Kamu tesis alanı, kamu hizmeti için kullanılan resmi binalarla, ibadet yerleri, özel eğitim, özel sağlık tesisleri, sinema, tiyatro, opera, müze, kütüphane, konferans salonu gibi kültürel binalar ile gazino, düğün salonu gibi eğlence yapıları, otel, özel yurt, işhanı, büro, pasaj, çarşı gibi ticari yapılar, spor tesisleri, genel otopark ve buna benzeri umuma ait binaları ifade eder.

Resmi kurum alanı ise, genel, katma ve özel bütçeli idareler ile il özel idaresi ve belediye veya bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kurumlara, kanunla veya kanunun verdiği yetkiyle kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesislerin yapılabileceği alanı ifade eder.

Uyuşmazlığa konu taşınmaz 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında kamusal alanda kalmakla birlikte kamusal alan kavramının, taşınmazların fonksiyonunu değil mülkiyet durumunu belirlediği, bu kapsamda parselin TİGEM’in yeri olması nedeniyle anılan ifadenin yapılaşmayı belirlemediği, mülkiyet durumunu gösterdiği, bu nedenle fonksiyon bakımından dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile çevre düzeni planının arasında hiyerarşik anlamda bir değerlendirme yapılması mümkün olmadığından, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının, nazım imar planı koşulları dikkate alınarak kendi bütünlüğü içinde incelenmesi gerekmektedir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın 1. sınıf tarım arazisi niteliğinde olması nedeniyle 1/5000 ölçekli nazım imar planında anılan taşınmaz için öngörülen resmi kurum alanı kullanımı planlama ilkeleri ile bağdaşmamaktadır. Belirtilen durum karşısında, planlamaya konu alanın niteliği dikkate alınmadan ve 1. sınıf tarım arazilerinin başka bir amaç için kullanılmak üzere planlanamayacağına ilişkin Yasa ve Yönetmelik hükümleri göz ardı edilerek 1. sınıf tarım arazisi olan parselin, tarım dışı gaye ile kullanılmasını öngören resmi kurum alanı olarak planlanmasına ilişkin dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında ve nazın imar planı esaslarına göre çizilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planında planlama ilkelerine ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu durumda, dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planının iptali gerektiğinden, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.