1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/14914 K: 2016/2070 T: 23.02.2016


Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölüm yüklenici tarafından temlik ettiği kişi dışında üçüncü bir kişiye tapudan devredilebilir. Tapu kaydını devralan üçüncü kişinin hukuki durumu TMK’nın 1023 ve 1024. maddeleri gereği değerlendirilmesi gerekir. Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden alınabileceği endişesi taşımamaları dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir.

Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat “hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.” Belirtilen ilke, TMK’nın 1023. maddesinde aynen “tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” hükmü yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki TMK’nın 1024. maddesinde de “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır.

Ne var ki, tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.

Gerçekten, kayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Çünkü, TMK’nın 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür.

Davacı …, davalı …’ten 24.03.2010 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi ile 4872 ada 6-7 parsellerde yapılacak inşaattan A blok 3. katta güneydoğu yönde 14 numaralı bağımsız bölümü satın aldığı, diğer davacı …’in ise davalı …’ten 24.03.2010 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi ile 4872 ada 6-7 parsellerde yapılacak inşaattan … blok … katta güneydoğu yönde 10 numaralı bağımsız bölümü satın aldığı, sözleşme konusu bağımsız bölümlerin adi yazılı şekilde düzenlenen 25.12.2009 tarihli “arsa sahipleri ile yapılacak sözleşme” başlıklı belgeye göre yüklenici …’e bırakılan dairelerden olduğu anlaşılmaktadır.

Yüklenici … ile … arasında “…” başlıklı adi yazılı şekilde düzenlenen belgeye göre 4872 ada 6 ve 7 sayılı parseller üzerinde yapımı devam eden inşaatın 01.02.2011 tarihi itibariyle …’a devredildiği, bu tarih öncesi yapılan harcamalara karşılık …’ın önceki inşaat yetkilisi …’e 7 sayılı parselde … blok … kat … numaralı bağımsız bölümü, … kat … numaralı ve 6 sayılı parselde … blok … kat … numaralı bağımsız bölümü teslim edeceği, bu dairelerden dolayı …’ın davalı …’den ek ücret talep etmeyeceği düzenlenmiş, tanık olarak da davalı … tarafından imzalanmıştır.

Somut olayda, dava konusu bağımsız bölümler satış edinme nedeniyle davalı … adına kayıtlı ise de davacıların bağımsız bölüm satın aldıkları yüklenici … ile inşaatı devralan diğer davalı … arasındaki “…” başlıklı belge, bu belgede malik davalı …’ın da tanık olarak imzasının bulunması, tanık beyanları ve inşaatı devralan davalı … ile diğer davalı kayıt maliki …’ın kardeş olmaları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu bağımsız bölümlerin davalı …’a devredilmesinin muvazaalı olduğu, davalılar … ve …’ın el ve işbirliği içerisinde oldukları anlaşılmaktadır. Mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin, bağımsız bölümlerin davacılara teslim edilmediği gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Ancak, 24.03.2010 tarihli sözleşmelerle davacılara satılan 4872 ada 6-7 parsellerde … blok … kat güneydoğu yönde … numaralı ve … blok … katta güneydoğu yönde … numaralı bağımsız bölümler ile dava konusu edilen bağımsız bölümlerin aynı olup olmadığı yani temlik edilen bağımsız bölümlerin hangi bağımsız bölümler olduğu araştırılarak sonucuna göre tapu iptali ve tescil talebi yönünden bir karar verilmesi gerekir.

Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir