1. Anasayfa
  2. Yargıtay Büyük Genel Kurul

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1954/13 K: 1955/19 T: 6.7.1955


Tapulama Kanunu hükümlerine göre kadastro işlerinin başladığı birliklerdeki gayrimenkullere ait olup tapulamadan önce kullanılmış bulunan şuf’a hakkı sebebiyle tahaddüs eden ihtilafların gezici arazi kadastro mahkemelerinde görülmesi gerekir.

5602 sayılı Tapulama Kanunu uyarınca arazi kadastrosu işlerine başlandığı ilân olunan birlikte kâin gayrimenkuller hakkında tapulamadan önce açılmış olup umumi mahkemelerde derdest bulunan şuf’a dâvalarının gezici arazi kadastro mahkemelerinde bakılıp bakılmayacağı hakkında Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesinin 27/4/1953 tarih ve 1988/2749 sayılı merci tâyini ilâmiyle Yedinci Hukuk Dairesinin 22/6/1953 tarih 3725/3741 sayılı ilâmları arasında içtihat ihtilâfı bulunduğu Kalecik Gezici Arazi Kadastrosu Hâkiminin 11/1/1954 tarih 3 sayılı yazısında bildirilmiş, buna mütaallik ilâmlarla her iki dairenin noktai nazarlarını belirten yazıları Temyiz Mahkemesi Birinci Reisliği tarafından 11/5/1954 tarih 1631 sayılı derkenarla Temyiz Mahkemesi Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetine tevdi edilmiş olmakla keyfiyet müzakere olunarak sonuçta;

Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesinin bahsi geçen ilâmı Kalecik Sulh Hukuk Mahkemesi ile Kalecik Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesi arasında tekevvün eden selbî vazife ihtilâfı üzerine sâdır olmuştur. Dâvanın mevzuu şuf’a talebine dairdir. Dâva mahallî Sulh Hukuk Mahkemesine ikame olunmuştur. Dâva derdest bulunduğu sırada gayrimenkulün kâin olduğu mahalde tapulama faaliyetine başlanması üzerine 5602 sayılı kanunun 35 inci maddesine dayanılarak dâva evrakı gezici arazi kadastrosu mahkemesine devredilmiş bu mahkemece de dâvanın aynı kanunun 34 üncü maddesinde tâdat edilen hususlardan bulunmadığı mütalâasiyle vazifesizlik kararı ittihaz olunmuştur.

Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesi (Dâvanın konusu dâvalının diğer hissedarlardan bedeli mukabilinde satın almış olduğu hisseye karşı diğer hissedar dâvacının hakkı şuf’asını kullanarak dâvalıya yapılan satışın iptaliyle kaydın namına tashihi talebinden ibaret bulunmasına göre dâvanın rüyeti Hukuk Mahkemesinin vazifesine dâhil mevaddan bulunmuş) olduğunu içtihat ederek Kalecik Sulh Hukuk Mahkemesinin vazifesizlik kararını kaldırmış ve bu mahkemeyi merci tâyin etmiştir.

Yedinci Hukuk Dairesinin bahsi geçen ilâmiyle ise Salihli Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesinde tetkik ve halledilen şuf’a dâvasına ait karar vazife noktasına ilişilmeden tasdik edilmiş bulunmaktadır. Her iki daire arasında umumi hükümler dairesinde mahallî mahkemelerde derdest bulunan şuf’a dâvalarının 5602 sayılı kanunun 34 üncü maddesinde tâdat edilen dâvalara dahil olup olmadığı, 35 inci madde uyarınca gezici arazi kadastrosu mahkemesine devredilip edilmiyeceği ve bu mahkemelerin bu nevi ihtilâfları hal ile vazifeli bulunup bulunmadığı noktasında içtihat ihtilâfı aşikârdır.

İşin esasına gelince; bahsi geçen 34 üncü maddede kadastro hâkiminin mülkiyete ve mülkiyetin gayrı aynî haklara, benzeri arazi kadastrosunu ilgilendiren bütün dâvalara bakacağı, 35 inci maddede ise kadastro işlerinin başladığı birlikteki gayrimenkullere ait olup mahalli mahkemelerce görülmekte olan kesinleşmemiş dâva dosyalarının kadastro hâkimine devrolunacağı yazılı bulunmaktadır.

Tapulama işleri tapulama tarihinde mevcut mülkiyet ve sair aynî hakların tâyin ve tesbitini, tapu sicillerinin yeniden tesisini ve hak sahiplerine yeniden tapu verilmesini istihdaf etmektedir.

Tapulama işlerine başlanmadan önce şuf’a hakkının kullanılmış olması hali, bu hak mütaaddit tevhidi içtihat kararlarında belirtildiği üzere inşai haklardan bulunması bakımından, meşfû hisseye ait eski kaydın düzeltilmesini ve şu suretle tapulama zımnında yeni kaydın şefi üzerine tesisini icabettirir.

Tapulama tarihine tekaddüm eden hukuki sebep ve vakıalardan mütevelli ve o tarihteki tapu sicili durumuna müessir ihtilaf sicili alâkalandırması bakımından arazi kadastrosunu doğrudan doğruya ilgilendirmektedir. Tapu siciline müessir ve bu sebeple arazi kadastrosunu ilgilendiren ve hâkimden izharî bir karar istihsaline mâtuf talep ve ihtilâfların halli ise 34 üncü madde uyarınca Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesinin vazifesi cümlesindendir.

Sonuç: Bu itibarla; Kadastro işlerinin başladığı birlikteki gayrimenkullere ait olup tapulamadan önce kullanılmış bulunan şuf’a hakkı sebebiyle tehaddüs eden ihtilâfların gezici arazi kadastrosu mahkemesinde görülmesi icabettiğine 6/7/1955 tarihinde mevcudun üçte ikisini geçen ekseriyetiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir