1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/711 K: 2005/3482 T: 14.11.2005


Hazine adına tapu kaydının oluştuğu dönemden önce, zilyet davacı yararına 3402 sayılı kadastro kanununun 14 ve 46/1 maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği belirlenmiş olduğundan bu taşınmazla ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekir; öncesinin mera olduğu belirlenen taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün değildir; kural olarak meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz.

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı-davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu: Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:

1-Davacı Hazine dava ve temyize konu olmayan kendi adına tespit edilen dava dışı 146 ada 21, 24 ve 30 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören tapu kayıtlarının yüzölçümüne göre dava konusu taşınmazların yüzölçümlerinin eksik tespit edildiğini, eksikliğin dava konusu 146 ada 13, 17, 18, 19, 20, 22, 23, 26, 27, 29, 33, 34 ve 35 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığını öne sürerek dava açmış ise de davacı hazine adına tespit edilen dava dışı 146 ada 21, 24 ve 30 parsel sayılı taşınmazların 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca oluşturulan tapu kayıtlarının dayanağı haritalarının kapsamında kaldığı, davacı hazine adına tespit edilen dava dışı taşınmazlardaki yüzölçüm eksikliğin dava ve temyize konu 146 ada 29 parsel sayılı taşınmaz dışında kalan taşınmazlar içerisinde kalmadığı mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Delillerin değerlendirilmesi mahkemeye aittir. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre davacı hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 146 ada 13, 17, 18, 19, 20, 22, 23, 26, 27, 29, 33, 34 ve 35 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili hükümlerin ONANMASINA, hazineden ilam harcı alınmasına yer olmadığına,

2-Davacı-davalı Hazinenin 146 ada 29 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yönelen temyiz itirazlarına gelince; Dava ve temyize konu 146 ada 29 parsel sayılı taşınmazın tespitine dayanak yapılan 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca hazine adına oluşan tapu kaydının oluştuğu dönemden önce adına tesciline karar verilen zilyet davacı İsmail Önder yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 46/1 maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği mahkemece toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre davacı-davalı Hazinenin 146 ada 29 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, hazineden ilam harcı alınmasına yer olmadığına,

3-Davalı hazinenin 146 ada 30 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 29.9.2003 günlü haritada (A) harfi ile gösterilen davacı İsmail Önder adına tescile karar verilen 60.000 m2 yüzölçümündeki bölümü ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;Dava ve temyize konu 146 ada 30 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak yapılan 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca hazine adına oluşturulan tapu kaydının kapsamında kaldığı yanlar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı gibi esasen bu olgu dosya içeriği ile belirlenmiştir. Yanlar arasındaki uyuşmazlık hazine tapusunun oluştuğu dönemden önce dava ve temyize konu 146 ada 30 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişi tarafından düzenlenen haritada (A) harfi ile işaretli 60.000 m2 yüzölçümündeki bölümü üzerinde davacı İsmail Önder yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 46/1 maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinden ibarettir.

Dava ve temyize konu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olduğu hazine tapusunun temelini oluşturan belirtmelik tutanağı içeriği ile davacının tutunduğu dava dışı 146 ada 34 ve 35 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören 1942 tarih 128 sayılı vergi kaydında nizalı parsel yönü kuzeyde mera olarak sınır tarif edilmiştir. Bu durumda kayıtta tarif edilen sınır yeri eylemli durum ve dosya içeriği ile belirlenmiştir.

Hal böyle olunca 146 ada 30 parsel sayılı taşınmazın öncesinin mera olduğunun kabulü gerekir. Kural olarak meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz.

Sonuç: Mahkemece bu olgular dikkate alınarak dava ve temyize konu kesime yönelen davanın reddine, taşınmazın sözü edilen bölümünün hazine tapu kaydına değer verilerek davacı-davalı hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile dava konusu 146 ada 30 parsel sayılı taşınmazın temyize konu uzman bilirkişi tarafından düzenlenen haritada (A) harfi ile gösterilen 60.000 m2 yüzölçümündeki kesimi ile ilgili hükmün BOZULMASINA, 14.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir