1. Anasayfa
  2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2017/15089 K: 2018/3973 T: 12.04.2018


Özet: İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.

Davacı, davalıların 01/08/2011 başlangıç ve 31/12/2012 bitiş tarihli kira sözleşmesi ile davaya konu taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, kızı ……’nın 1972 doğumlu olup eşinde boşanarak velayetini aldığı çocuğu ile birlikte baba evine sığındığını, boşanmanın ilk yıllarında …’nın küçük kızının masraflarının tahammül edilir nispette iken geçen yıllar içinde küçüğün büyüdüğünü ve 17 yaşına geldiğini, gerek okul masrafları gerekse giyim, kuşam ve yaşantı masraflarının arttığını, evde hiç kimsenin çalışmayıp tarafına ait kira gelirleri ile geçinildiğini fakat artık kızı …’nın çalışıp para kazanması gerektiğini bu nedenle dava konusu dükkana ihtiyacı olduğunu, kızının bu dükkanda perakende kadın çanta satışı yapacağını belirterek davalıların davaya konu kiralanan taşınmazdan ihtiyaç nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, davacının işyeri ihtiyacının gerçek, samimi ve zorunlu olmadığını beyanla davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalılardan … yönünden pasif husumet nedeniyle, davalı şirket yönünden ise süresinde açılmadığından davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekili tarafından davalı şirket hakkında verilen hükme yönelik olarak temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 23/12/2014 tarih, 2014/12860 Esas, 2014/14384 Karar sayılı ilamı ile davanın süresinde açıldığı buna göre işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı şirket hakkındaki davanın süresinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun ispatlanamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceği TBK.’nun 350. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Sözü edilen madde hükmüne göre kiraya veren veya kiraya veren durumunda olmayan malik ancak kendisinin, eşinin alt soyu ve üst soyunun veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut (veya işyeri) ihtiyacı için dava açabilir.

İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.

Olayımıza gelince; Davacı ile davalı şirket arasında akdedilen 01/08/2011 başlangıç ve 31/12/2012 bitim tarihli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları göz önüne alındığında davacının kızının ihtiyaç iddiasının samimi olduğu ayrıca ihtiyaçlının yapmak istediği perakende çanta satışı işinin özel bir uzmanlık ve tecrübe gerektirir nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davalı şirketin tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir