Tapu Kanununun 35. maddesi uyarınca, Tahdidi Mutazammın Kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye’de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler. Türk Yabancılar Hukukunun genel ilkelerinden olan karşılıklı işlem (mütekabiliyet) esası, en az iki devlet arasında uygulanan ve her birimin ülkelerinde, diğerinin vatandaşına aynı mahiyetteki hakların tanınmasını ifade eder.
Şükrü ile İhbar edilen Hazine ve müdahil Eleni aralarındaki veraset davasına dair verilen 17.6.1992 tarih ve 153-496 sayılı hükmün, Dairenin 15.10.1992 gün ve 9204-9651 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Adı geçen kararın düzeltilmesi Hazine tarafından istenilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
“Miras ölümle açılır” (MK: 517). “Mirasçı olabilmek için murisin vefatında mirascılığa ehil ve sağ olmak” gerekir (MK: 522). “Ehil olmayanlardan başka herkes vasiyet ve miras mukavelesi ile de mirasa veya lehine vasiyet yapılan kimse olabilir…” (MK: 519). Bir kişinin mirasçılığa ehil olup olmadığını mirasın açıldığı gündeki hukuki statüsüne göre araştırmak zorunludur.
“Miras ölenin milli hukukuna tabidir. Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk hukuku uygulanır” (2675 sayılı Kanun 22).
“Tahdidi Mutazammın Kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye’de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler” (Tapu K: 35). Kanun, karşılıklılık esasının ne şekilde belirleneceğini açıklamamıştır. Türk Yabancılar Hukukunun genel ilkelerinden olan karşılıklı işlem (mütekabiliyet) esası, en az iki devlet arasında uygulanan ve her birimin ülkelerinde digerinın vatandaşına aynı mahiyetteki hakların tanınmasını ifade eder. Bu ilke anlaşma ile tanıma yanında iç mevzuat bakımından bir engel koymama biçiminde yazılı hukukta yer alabilir. Ancak en önemli nokta 28.5.1927 günlü 1062 sayılı Kanunda ifade edildiği üzere idari karar veya istisnai kanunlarla Türk uyruklular bakımından mülkiyet ve miras haklarının kısmen veya tamamen sınırlanıp sınırlanmadığının, daha açık bir ifade ile FİİLİ DURUMUN belirlenmesidir. Yabancı ülke mevzuatında bir engel olmamakla beraber Türk Vatandaşlarının o ülkede taşınmaz mal edinmeleri su veya bu biçimde fiilen engelleniyorsa, Tapu Kanununun 35. maddesinde açıklanan engelin bulunmadığını söylemek mümkün değildir.
Mansup mirasçı Eleni’nin mirasın açıldığı tarihteki tabiiyeti ile mensubu olduğu ülkedeki o tarih itibariyle hukuki ve fiili durum Dışişleri Bakanlığı’ndan sorulmadan eksik tahkikatle hüküm kurulması doğru olmadığı halde bu yönün gözden kaçtığı yeniden yapılan inceleme sonunda anlaşılmakla davalı, Hazinenin karar düzeltme isteminin kabulü hükmün bozulması gerekli olmuştur.
Sonuç: Davalı Hazinenin karar düzeltme isteminin kabulü ile 15.10.1992 tarihli, 9204-9651 sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün açıklanan sebeple (BOZULMASINA), 27.1.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.