İstatistikler
5541
Yazılar
0
Yorumlar
23595
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/8298 K: 2006/6107 T: 13.12.2006
3194 sayılı yasanın 27. maddesi kapsamında olup ruhsata tabi olmayan yapının fen ve sağlık kurallarına uygun olmadığı yolunda bir tespite dayanmadan sadece valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamaz. Devamını Oku
Danıştay İDDK E: 2006/2078 K: 2010/391 T: 4.3.2010
İdarenin imar mevzuatından kaynaklanan yetkisini kullanabilmesi için mutlaka köy yerleşme planı yapılması ve/veya köy yerleşik alanının ve civarının tesbit edilmiş olmasına gerek bulunmadığı; köy yerleşik alanı ve civarının tesbitinin yapılmamış olması durumunda da bu alanlarda valiliklerin yetkili bulunduğunun kabulü gerekir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/5290 K: 2006/5233 T: 14.11.2006
Belediye ve mücavir alanlar dışında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yaptıracağı konut, hayvancılık veya tarımsal amaçlı yapılar için inşaat ve iskan ruhsatı aranmayacağı, ancak, yapının fen ve sağlık kurallarına uygun olması ve muhtarlıktan izin alınması gerekeceği; aynı Yasanın 32. maddesinde ise, belediye mücavir alan sınırları dışında kalan ruhsatsız ve ruhsatına aykırı olarak inşa edilen yapıların yıktırılması konusunda il idare kurulunun yetkili olduğu kurala bağlanmıştır. Anılan kurallar uyarınca kadastral yola tecavüzlü olarak inşa edilen yapının 3194 sayılı Yasanın 27. maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2009/7458 K: 2012/7199
Süresi içinde inşaatı tamamlayamayıp beş yıl içinde ruhsat talebinde bulunanlar hakkında ruhsat alma tarihindeki eski mevzuat hükümlerinin uygulanacağı, inşaat ruhsatı alınmasına rağmen inşasına 2 yıl içinde başlanmayan veya ruhsat süresi tamamlanmadığı gibi ruhsat yenilemesi yapılmayan ve bu şekilde ruhsatsız duruma düşen yapılar için ise yeniden ruhsat alma tarihinde yürürlükte bulunan plan ve mevzuat hükümlerinin uygulanacağı Devamını Oku
Danıştay İDDK E: 2005/1721 K: 2008/1837 T: 23.10.2008
İnşaat ruhsatının düzenlenmesi kazanılmış hak için tek başına yeterli olmasa da; idare mahkemesince iptal hükmünün verildiği tarihe kadar ilgilinin hatası, hilesi ya da kusuru olmadan yapıya devam edilmesi durumunda; mahkeme kararının verilmesini takiben, davalı idarece yapının ruhsatının iptal edilerek inşaatın mühürlenmesi, bu aşamaya kadar gelmiş yapının fiili durumunun da kazanılmış hak olarak kabul edilmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/4186 K: 2017/8231 T: 8.11.2017
5403 Sayılı Kanun'un 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanun'un 4. maddesiyle yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz" şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir. Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/9514 K: 2017/1958 T: 14.3.2017
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde davaya konu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Devamını Oku
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2015/13068 K: 2015/15059
Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde yapı vb. gibi unsurlar Türk Medeni Kanununun 684. maddesi uyarınca arzın (arsanın) bütünleyici parçaları sayıldığından ve arza malik olan onun bütünleyici parçalarına da malik olacağından bunlarında arzla birlikte satışına karar verilecektir. Ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa, bu hususta tüm paydaşların anlaşıyorlarsa veya dosya içeriğinden bilgi ve belgeler ile bu husus belirlenebiliyorsa, yine taraflarca açılmış ve kesinleşmiş muhtesatın aidiyeti davası sonucu kesinleşmiş mahkeme kararı varsa, arz ve muhtesatın değerlerine göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2014/18684 K: 2014/17584
Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde yapı vs. gibi muhtesat Türk Medeni Kanunu'nun 684. maddesi uyarınca arzın bütünleyici parçaları sayıldığından arz ile birlikte satışına karar verilir. Fakat bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa öncesi itibarıyla tapu kaydından veya paydaşlardan birine ait olduğu sonucuna varılabiliyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2014/9200 K: 2014/15083
Kat Mülkiyeti Yasası'nın 10. maddesi hükmüne göre, kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında, ortak maliklerden birinin yargılamanın herhangi bir aşamasında paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması yoluyla yapılmasını istemesi durumunda hakim, Kat Mülkiyeti Yasası'ndaki yasal koşulların oluşması halinde ve 12. maddedeki belgeleri de tamamlattırıp taşınmaz mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar vermelidir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/6-558 K: 2014/382 T: 19.3.2014
Ortaklığın giderilmesi davalarında da taraf teşkilinin sağlanması, savunma hakkının kısıtlanmaması açısından gereklidir. Ortaklığın giderilmesi davalarında da verilen karar tüm tapu paydaşlarını etkileyeceğinden ve paydaşların tamamı açısından tapu değişikliği sonucu doğuracağından, tapu paydaşlarının tamamının, paydaş görünen kişiler ölmüş iseler onların mirasçılarının da taraf olarak gösterilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/8778 K: 2014/13158 K.
Taşınmazın iki parçaya ayrılmak suretiyle aynen taksimine karar verilmiş ise de taksim projesi onay makamına gönderilmek suretiyle görüş alınmamıştır. Ayrıca, miras yoluyla ortak murislerinden intikal eden taşınmazların taksimi hususunda taraflarca bir anlaşma sağlanıp sağlanamayacağı, anlaşma sağlanamaması halinde kura çekileceği gözetilmeksizin payların taşınmazların değerine göre re'sen özgülenmesi de doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Devamını Oku
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2016/28894 K: 2018/2496 T: 14.3.2018
TMK'nun 733/1. maddesine göre; cebri artırmayla satışlarda ön alım hakkı kullanılamaz. Somut olayda, önalım davası ortaklığın giderilmesine dair kararın kesinleşmesinden sonra açılmış olup, anılan davada henüz tapuda iptal ve tescile dair herhangi bir hüküm verilmediğinden ve dolayısıyla önalım hakkı cebri icrayı engellemeyeceğinden, mahkemece satış işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesi yerinde değildir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/4215 K: 2016/6249 T: 24.5.2016
3083 sayılı Kanunun 13. maddesi kapsamındaki uygulama alanlarında kalan ve işlemleri henüz tamamlanamayan arazilerin miras yoluyla intikali ve ortaklığının satış suretiyle giderilmesine ilişkin olarak herhangi bir yasaklama bulunmadığı Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/6-2408 K: 2016/797 T: 15.6.2016
Ortaklığın giderilmesi davalarında görevli mahkemeyi belirleyen kanun koyucu, paydaşlıktan çıkarma davalarında görev konusunda bir düzenleme getirmemiştir. Ancak, uyuşmazlığın çözümü için izlenecek yol ve yapılacak araştırma, hakkın ve taşınmazın paylaştırılması ve satış aşamaları açısından benzerlikler taşımakta olduğuna göre daha kapsamlı olan ortaklığın giderilmesi davalarında görevli olan sulh hukuk mahkemesinin, daha dar kapsamlı olan paydaşın ortaklıktan çıkarılması davasında da görevli olması gereklidir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/11737 K: 2013/12157 T: 26.9.2013
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine dair davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhtesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde eğer bunların değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak, sulh mahkemesinde çözümlenir. Aksi halde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere H.U.M.K.nun 567. maddesi hükmü uyarınca on (10) günlük yasal süre verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2019/2067 K: 2019/4067 T: 17/06/2019
Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2012/18106 K: 2013/1002 T: 28.1.2013
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/86 K: 2017/2316 T: 24.3.2017
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/18994 K: 2017/1793 T: 9.3.2017
Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde davaya konu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenir. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır. Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/12813 K: 2017/4237 T: 25.5.2017
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine dair davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1983/10375 K: 1983/10478
Satışın paydaşlar arasında yapılması hususunda tarafların talebi olmadığı nazara alınmadan talep ve savunma dışına çıkılarak satışın paydaşlar arasında yapılmasına karar verilmesi, usul ve Kanun’a aykırıdır. Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2001/5804 K: 2001/6114 T: 10.09.2001
Satışın paydaşlar arasında yapılabilmesi için ya bütün paydaşların bu hususta anlaşması yada bu şekilde satış yapılmasının bütün paydaşların menfaatlerine daha uygun olduğunun tespiti gerekir. Zira paydaşlar arasında satışa karar verilmesi halinde mali durumu elverişli olmayan paydaşlar müzadeyeye katılamayacaklarından taşınmaz malın düşük bir bedelle mali durumu iyi olan paydaş tarafından satın alınması imkan dahiline girer. Bu mali durumu elverişli olmayan paydaşlar zararına sonuç doğurur. Sadece davacının isteği nazara alınarak bu yolda karar verilemez. İnceleme yapılarak satış şeklinin hangisinin paydaşların menfaatine olduğunun saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2012/6-1512 K: 2013/704 T: 15.5.2013
Eldeki davadaki taksim sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenmediği ve tamamı tarafından imzalanmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Esasen bu husus yerel mahkeme ile özel daire arasında uyuşmazlık konusu da değildir. Bu durumda, yukarda bahsedilen ilkelere göre, geçerli bir miras taksim sözleşmesinden söz edilemeyeceğinden mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taşınmazların fiilen taksim edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Devamını Oku