cover

Suat Şimşek

  • Yazılar
  • Favoriler
  • Yorumlar
31 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2008/13760 K: 2008/14809 T: 27.11.2008

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden BK'nın 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak, satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen vaat alacaklısına teslim edilmişse, zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması "dürüst davranma" kuralı ile bağdaşmadığından dinlenmez. 05.08.1980 günlü sözleşmede zilyetliğin davacıya devredildiğine dair bir hüküm bulunmadığından BK'nın 74. maddesindeki kural da göz önünde tutularak hazinenin zamanaşımı savunmasının kabulü, davanın reddi gerekir. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/11802 K: 2015/19280 T: 1.12.2015

Dava konusu alacak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine, başka bir ifade ile sözleşmeye dayalıdır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi olduğundan dava BK.nun 125. maddesindeki (6098 sayılı BK.'nun 146.maddesi) 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca, zamanaşımı borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar. Zilyetlik devam ettiği sürece ise zamanaşımı işlemeye başlamaz. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2015/2343 K: 2016/8466 T: 23.3.2016

Taraflar arasında noterde yapılan düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Sözleşme geçerli olduğuna ve zilyetlik de devredildiğine göre dava zamanaşımına uğramaz. O halde mahkemenin davanın zamanaşımı sebebiyle usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2015/27944 K: 2016/3174

Satış vaadi şerhinden sonra konulan haciz lehine şerh konulan kişiye karşı ileri sürülemeyeceğinden ve şerh sonrası 5 yıllık süre içerisinde taşınmaz lehine satış vaadi şerhi verilen şikayetçiye devredildiğinden adı geçenin icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını istemesi mümkündür. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2011/15-167 K: 2011/302 T: 11.5.2011

Dava, tapu kaydındaki şerhin terkini istemine ilişkindir. Tapu kaydı kapsamına göre, davaya konu parseller üzerine konulan satış vaadi şerhinin terkin edildiğinin anlaşılması karşısında, davanın konusuz kaldığının kabulü gerekir. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11605 K: 2019/3769 K.

Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunmasıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla, satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/11605 K: 2019/3769

Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla, satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2015/22732 K: 2016/15714 T: 28.6.2016

Dava, davacı ile davalılar arasında yapılan noter satış vaadi sözleşmesine göre satışı vaad edilen taşınmazlara kamulaştırmasız el konulması nedeniyle bedele dönüşen taşınmazın ikame değerinin tahsili istemine ilişkin olup, davalılar tarafından açılan karşı dava ile noter satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece taraflar arasında yapılan şahsi hak doğuran nitelikteki satış vaadi sözleşmesinin geçerli olduğu ve davalı vaad borçlusu tarafların davacı adına tescili sağlanamayan dava konusu taşınmazın devir ve temlik yükümü yerine, vaad alacaklısı tarafa tazminat ödeme yükümlülüğü bulunduğu gözetilerek bu yönde yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/6890 K: 2018/747 T: 5.2.2018

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/6177 K: 2006/598

Tevhit ve ifrazın, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulandığından bahisle re'sen yapılamayacağı hakkında. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Danıştay 6. Dairesi E: 2007/9448 K: 2009/9414

Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması ve yapı ruhsatı için başvuruda bulunurken bu belgenin ibraz edilmesi zorunlu olduğundan, müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden davalı idarece verilen yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Danıştay 8. Daire E: 2008/1088 K: 2009/8114

İmar planında akaryakıt istasyonu olarak ayrılma ve akaryakıt tesis izni alınmasının; akaryakıt ruhsatı verilmesinde, 5015 sayılı Petrol Piyasası Yasası ve Petrol Piyasası Yönetmeliğinde kurala bağlanan mesafe şartı için kazanılmış hak teşkil etmeyeceği hakkında. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Danıştay 6. Dairesi E: 2008/10824 K: 2009/608

Uyuşmazlık konusu yapı için düzenlenen inşaat ruhsatının dayanağı imar planlarının iptali istemiyle açılmış bir davanın bulunması nedeniyle, artık davacıya ait yapı için inşaat ruhsatının düzenlenmiş olmasının Kazanılmış hak için tek başına yeterli olmadığı, imar planlarının yargı kararıyla yürütülmesinin durdurulması nedeniyle, yürütmenin durdurulması kararı tebliğ edilen davalı idarenin yapıya devam edilmemesi amacıyla inşaatın durdurmasının, 3194 sayılı yasa`nın 32. maddesi uyarınca zorunluluk olduğu. Devamını Oku

31 Ara, 2024

Danıştay 6. Dairesi E: 2007/2496 K: 2009/949

İmar planı hazırlamak ve onaylamak yetkisi ve görevi belediyelere ait olduğundan, plan yapımına ilişkin bütün aşamaların ilgili belediyelerce yerine getirilmesi, bu bağlamda plan değişikliği için gerekli olan müellif görüşünün de belediyesince temin edilmesi gerektiği. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/524 K: 2017/9222 T: 7.6.2017

Taraflar arasındaki 0satış vaadi sözleşmesi haricen düzenlenmiştir. TMK 706, TBK 237, TK 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince gayrimenkul mülkiyetinin nakline dair sözleşmeler resmi şekilde yapılmadıkça geçersiz olup, hukuken alıcıya her hangi bir hak bahşetmez. Bu nedenle, taraflar arasında düzenlenen harici satış sözleşmesi mülkiyetin nakli bakımından geçersiz olup, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/17-224 K: 2013/1478 T: 23.10.2013

Somut olayda, taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi haricen düzenlenmiştir. TMK 706, TBK 237 (TK 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince gayrimenkul mülkiyetinin nakline dair sözleşmeler resmi şekilde yapılmadıkça geçersiz olup, hukuken alıcıya her hangi bir hak bahşetmez. Bu nedenle, taraflar arasında düzenlenen harici satış sözleşmesi mülkiyetin nakli bakımından geçersiz olup, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2010/14600 K: 2010/27687 T: 25.11.2010

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi 5 (beş) yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. Haczin kaldırılması için anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3. kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/1164 K: 2015/2654

Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/3212 K: 2016/5499 T: 4.5.2016

Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/6890 K: 2018/747 T: 5.2.2018

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2011/6312 K: 2011/7489 T: 8.6.2011

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedelin tamamının ödenmiş olması gerekir. Bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/1410 K: 2015/4749 T: 28.4.2015

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. Bu durumda mahkemece, dava konusu edilen ve satış vaadine konu kısmın dava tarihindeki rayiç değeri, ayrıca davacının ödediği tespit edilen bedelin satış vaadi sözleşmesindeki taşınmaz satış bedeline oranı belirlenmeli, bu bedeller belirlendikten sonra taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinden davacının ödediği bedelin oranı mahsup edildikten sonra bakiye bedelin ödenmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2008/3661 K: 2008/4795 T: 8.4.2008

Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı mülkiyet aktarımı istemidir. Kural olarak geçersiz olmadıkça veya sözleşme feshedilmedikçe yarışan şahsi haklardan önceki tarihli olanına değer tanınır. Burada satış işleminin yüklenici tarafından üçüncü kişilerden birine veya bir kaçına resmi biçimde (noterde satış vaadi sözleşmesi ile),diğerlerine adi yazılı sözleşme ile yapmış olmasının önemi yoktur. Önem arz eden husus, şahsi hak iddiasında bulunan üçüncü kişilere yapılan temlikin taşıdığı tarihtir. Devamını Oku

30 Ara, 2024

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2011/6337 K: 2011/7613 T: 9.6.2011

Satış vaadi sözleşmelerinin Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh edilme olanağı vardır. Sözleşmenin şerh edilmesi ancak taşınmazın şerhten sonraki malikleri üzerinde etkisini gösterir. Aynı taşınmazın değişik kişilere satışının vaadi halinde, kadim tarihli yani önceki tarihli olanına değer verilmelidir. Davacının dayandığı 10.03.2008 tarihli, sözleşme eski tarihli olduğundan ve 12.08.2009 tarihli sözleşme, bu sözleşmenin yapıldığı tarihten çok sonra tapu kütüğüne aynı tarihte şerh edildiğinden, davacının önceki tarihli sözleşmesine değer tanınarak istemin hüküm altına alınmasında bir yanılgı yoktur. Devamını Oku

Listelenecek herhangi bir yazı bulunamadı.
Listelenecek herhangi bir yorum bulunamadı.