Son Yazılar

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2008/3661 K: 2008/4795 T: 8.4.2008

Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı mülkiyet aktarımı istemidir. Kural olarak geçersiz olmadıkça veya sözleşme feshedilmedikçe yarışan şahsi haklardan önceki tarihli olanına değer tanınır. Burada satış işleminin yüklenici tarafından üçüncü kişilerden birine veya bir kaçına resmi biçimde (noterde satış vaadi sözleşmesi ile),diğerlerine adi yazılı sözleşme ile yapmış olmasının önemi yoktur. Önem arz eden husus, şahsi hak iddiasında bulunan üçüncü kişilere yapılan temlikin taşıdığı tarihtir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2011/6337 K: 2011/7613 T: 9.6.2011

Satış vaadi sözleşmelerinin Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh edilme olanağı vardır. Sözleşmenin şerh edilmesi ancak taşınmazın şerhten sonraki malikleri üzerinde etkisini gösterir. Aynı taşınmazın değişik kişilere satışının vaadi halinde, kadim tarihli yani önceki tarihli olanına değer verilmelidir. Davacının dayandığı 10.03.2008 tarihli, sözleşme eski tarihli olduğundan ve 12.08.2009 tarihli sözleşme, bu sözleşmenin yapıldığı tarihten çok sonra tapu kütüğüne aynı tarihte şerh edildiğinden, davacının önceki tarihli sözleşmesine değer tanınarak istemin hüküm altına alınmasında bir yanılgı yoktur. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/8243 K: 2013/12094 T: 24.9.2013

Malikin satış vaadi sözleşmesine konu yaptığı taşınmazla ilgili olarak sonradan bir başka kişiye satış vaadinde bulunması mümkündür. Böyle durumlarda şahsi hakların yarışması söz konusudur. Kural olarak da sözleşme geçersiz olmadıkça veya feshedilmedikçe yarışan şahsi haklarda kadimlik ilkesi geçerli olduğundan önceki tarihli olanına değer tanınır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/13035 K: 2015/12077

Davalı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin gerçekte taşınmaz mülkiyetinin ileride devredilmesi amacı ile değil alacağın teminatı olmak üzere yapıldığını savunduğuna göre bu yönde gerekli araştırmalar yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekir Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/17177 K: 2016/8000 T: 10.10.2016

Davalılara ait adi ortaklık şirketinin feshedildiğine ilişkin bilgi ve belge dava dosyasında bulunmamaktadır. Dosya içinde bulunan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi başlıklı, adi yazılı sözleşme içeriğinden sözleşmenin her iki davalı tarafından da imzalandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle adi ortaklıkta yer alan diğer davalı yönünden de davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/4186 K: 2017/8231 T: 8.11.2017

5403 Sayılı Kanun'un 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanun'un 4. maddesiyle yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz" şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir. Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/9514 K: 2017/1958 T: 14.3.2017

Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde davaya konu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/8778 K: 2014/13158 K.

Taşınmazın iki parçaya ayrılmak suretiyle aynen taksimine karar verilmiş ise de taksim projesi onay makamına gönderilmek suretiyle görüş alınmamıştır. Ayrıca, miras yoluyla ortak murislerinden intikal eden taşınmazların taksimi hususunda taraflarca bir anlaşma sağlanıp sağlanamayacağı, anlaşma sağlanamaması halinde kura çekileceği gözetilmeksizin payların taşınmazların değerine göre re'sen özgülenmesi de doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/11737 K: 2013/12157 T: 26.9.2013

Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine dair davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhtesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde eğer bunların değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak, sulh mahkemesinde çözümlenir. Aksi halde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere H.U.M.K.nun 567. maddesi hükmü uyarınca on (10) günlük yasal süre verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/86 K: 2017/2316 T: 24.3.2017

Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/18994 K: 2017/1793 T: 9.3.2017

Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde davaya konu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenir. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır. Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/12813 K: 2017/4237 T: 25.5.2017

Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine dair davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/5292 K: 2016/1513 T: 8.2.2016

Dava konusu taşınmazın 2/3 arsa payının çoğunluğunu oluşturan malikler tarafından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış, bunların talebi üzerine Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü tarafından, ihaleye katılmayan paydaşların paylarının ihale ile satışı istendiği sırada arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine katılmayan maliklerin sözleşmeye katılacaklarını bildirdikleri halde sözleşmeye katılmayarak ortaklığın giderilmesini istedikleri anlaşılmıştır. Bu durumda 6306 Sayılı Kanun hükümlerine göre sözleşmeyi imzalayan 2/3 arsa payı çoğunluğunun Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü tarafından yürütülen ihale işlemlerinin sonucunun beklenmesinde hukuki yararları mevcut olduğundan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine katılmayan paydaşların paylarının satışına dair işlemlerin sonucu bekletici mesele yapılması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2017/5840 K: 2018/1495 T: 27.2.2018

Davaya konu taşınmazda adı geçen kayıt malikinin soyadının tapu kaydında belirtilmediği anlaşıldığından, mahkemece taraf teşkilinin sağlanabilmesi için davacıya tapu kaydında idari yoldan düzeltme yapılması, mümkün olmadığı takdirde tapuda isim tashihi davası açmak üzere yetki ve makul süre verilerek adı geçen kayıt malikinin davada taraf olmadığının anlaşılması halinde sağ ise kendisinin, ölü ise temin edilecek mirasçılık belgesine göre tespit olunacak mirasçılarının davada yer alması sağlanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2013/7452 K: 2013/9691 T: 24.6.2013

Ortaklığın giderilmesi davalarından davaya konu taşınmazlarda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/8564 K: 2017/1523 T: 28.2.2017

Dava konusu taşınmazlarda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekir. Davaya konu taşınmazların mahkemece getirtilen son tapu kayıtlarında davaya konu edilen alacağa dair haczin yer almadığı anlaşılmakla borcun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekmektedir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/9219 K: 2017/1719 T: 7.3.2017

Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/9433 K: 2017/1990 T: 14.3.2017

Ortaklığın giderilmesi davalarından davaya konu taşınmazlarda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/9516 K: 2017/1947 T: 14.3.2017

Ortaklığın giderilmesi davalarında konusu taşınmazlarda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/5562 K: 2016/9455 K.

Ortaklığın giderilmesinin istenemeyeceği haller, Türk Medeni Kanunu’nun 698. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda TMK 698. maddesinde yer alan bir durum söz konusu değildir. Ortaklığın giderilmesi davalarında iyiniyet incelemesi yapılamaz. Bu nedenlerle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/13943 K: 2015/9164 T: 19.10.2015

Davalı paydaş tarafından kendi payı üzerine intifa hakkı şerhi konulmasından sonra davacı paydaş tarafından şerhin kaldırılması istenerek bu davanın TMK'nın 700. maddesinde belirtilen üç ay içerisinde davalıya tebliğ edildiği görülmüştür. TMK'nın 700. maddesi gereğince ortaklığın satış suretiyle giderilmesinde intifa hakkı davalının payına düşecek bedel üzerinden devam edeceğinden, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/15745 K: 2017/6211 T: 13.9.2017

Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunlu olduğu gibi taşınmazın intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse, diğer paydaşların muvafakatleri aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmesi gerekir. İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna dair paya düşecek bedel üzerinde devam eder. Devamını Oku

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/13370 K: 2015/10988

Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. Davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bunların yanında hüküm sonucunda harcın kimlerden hangi oranda alınacağının ve satışın genel açık artırma suretiyle yapılacağının belirtilmesi gerekirken bu hususların belirtilmemesi de doğru görülmemiş, belirtilen tüm bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir. Devamını Oku