İstatistikler
5541
Yazılar
0
Yorumlar
23595
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/6028 K: 2016/6065 T: 19.4.2016
Vasiyetnamenin tenfizi talebi halinde hakim murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlemeli, azami biçimde murisin iradesini yerine getirmeli, vasiyetin tenfizine imkân sağlamalıdır. Vasiyetnamenin yorumunda murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlenmelidir Devamını Oku
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2011/46 K: 2011/1467
Medeni Kanun'un 600. maddesi hükmüne göre kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona yoksa yasal mirasçılara karşı açacağı dava ile malın kendisine teslimini isteyebilir. Vasiyetnamenin açılıp okunmuş olması, mülkiyetin kendiliğinden vasiyet edilene geçmesini sağlamaya yeterli değildir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2010/21743 K: 2011/7893 T: 5/5/2011
Türk Medeni Kanunu'nun 600. maddesine dayalı vasiyetnamenin yerine getirilmesi (tenfiz) isteğine ilişkin davaların, vasiyetnameyi yerine getirme görevlisi varsa ona karşı, yoksa ifa ile yükümlü olan yasal veya atanmış mirasçılara yöneltilmesi zorunludur. Anılan hüküm nedeni ile hasımsız açılan dava yolu ile vasiyetnamenin tenfizi mümkün değildir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/13250 K: 2017/16935 T: 4.12.2017
Tenfiz davasında, vasiyetnamenin açılması dosyasındaki taraflara gerekçeli karar tebligatlarının yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, yapılmamış ise taraflara bu tebligatların usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerekmektedir. Nitekim hüküm, taraflara tebliğ edilmemiş ise, dosya henüz derdest dava hükmünde olacaktır. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2016/20404 K: 2018/7280
Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dava dosyası içerisine konulmalıdır. Devamını Oku
Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Yargıtay Kararları
Aile konutuyla ilgili şu yazılarımıza bakınız: Aile Konutu Şerhi Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Davası Aile Konutu Şerhi Olan Ev Haczedilebilir Mi? Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/2814 K: 2015/10100 Aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesinde… Devamını Oku
Aile Konutu Şerhi Yargıtay Kararları
Aile konutuyla ilgili şu yazılarımıza bakınız: Aile Konutu Şerhi Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Davası Aile Konutu Şerhi Olan Ev Haczedilebilir Mi? Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2018/1506 K: 2018/13996 Dava konusu taşınmaz cebri icra sonucu satılmakla, davacı erkek… Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2018/1506 K: 2018/13996
Dava konusu taşınmaz cebri icra sonucu satılmakla, davacı erkek eş adına kayıtlı olmaktan çıkmış, davalının mülkiyetine geçmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi uyarınca işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıkmış, dava açıldığı tarih itibariyle taşınmaz aile konutu niteliğini yitirmiş durumdadır. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2015/18413 K: 2016/418 T: 13.1.2016
Dava tarihi itibariyle aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz, davanın açılmasından sonra ihale ile satılmakla davanın konusu kalmamıştır. Öyleyse davanın esası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmek, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak taktir ve tayin edilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/26938 K: 2015/9974 T: 12.5.2015
Hukuki varlığı sona ermiş olan bir ipoteğin ise kaldırılması talep olunamayacağı gibi, cebri ihale ihaleye dayanan mülkiyet aktarımları da Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi kapsamında bulunmamaktadır. Bu madde, hak sahibi eşin, aile konutuyla ilgili iradi tasarruflarını diğer eşin açık rızasına bağlamış olup, cebri ihale bu hükmün dışındadır. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2015/14523 K: 2015/15481
Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin iradi tasarruflarını diğer eşin açık rızasına bağlamıştır. Cebri ihaleye dayanan mülkiyet aktarımı, bu madde kapsamına giren bir tasarruf niteliğinde değildir. Mülkiyeti nakleden cebri ihalenin, davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilmiş olan ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan takibe dayanıyor olması da, cebri ihaleden önce ipotek hükümsüz kılınmadıkça sonuca etkisi bulunmamaktadır. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/23447 K: 2015/6132 K.
Aile konutuyla ilgili Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesinde gösterilen işlemlere rızası gereken eş, senet iptal edilmedikçe, senede dayanan icra takibinin iptalini isteyemez. Bu husus nazara alınmadan icra takibinin iptaline karar verilmesi kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Devamını Oku
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2014/2006 K: 2014/4816 T: 20.2.2014
Tahliyesi talep edilen şikayete konu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair şerh de mevcut değildir. Kaldı ki tapu kaydında böyle bir şerhin olmasının, taşınmazın cebri icra yolu ile satışına bir etkisi de bulunmamaktadır. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/14427 K: 2014/16966 K.
Mahkemece öncelikle şikayetçilerin bu yerin "aile konutu" olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davasının bulunup bulunmadığı, araştırılmalı, sonucuna göre gerektiğinde şikayetçilere tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesine dava açma yetkisi ve olanağı verilmeli ve sonuca göre tahliyenin durdurulması ya da devamı yönünde karar verilmelidir Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2012/7316 K: 2013/785 T: 16.1.2013
Aile konutuyla ilgili hak sahibinin iradi tasarrufları, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Cebri icra ile yapılan satışlarda davacı eş, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinde yer alan korumadan yararlanamaz. Devamını Oku
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2006/5829 K: 2006/ 8852
TMK'nun 194. maddesi aynen "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini fesh edemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklan sınırlayamaz" hükmünü içermektedir. Yasal bu düzenleme, aile konutunun tapu sicilinde maliki olan borçlunun borcundan dolayı alacaklıların yapacakları bir icra takibi sonucu satışına engel teşkil etmemektedir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/472 K: 2014/41
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyi niyetli üçüncü kişinin ayni hak kazanımı, tapuya güven ilkesini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1023.maddesi hükmü ile korunmuştur Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2013/15479 K: 2014/810
İpoteğin, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince kaldırılmasını istemiştir. Davalı şirket iyiniyetli olduğunu savunduğuna göre; Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Tapu kaydında, dava konusu taşınmaza ilişkin aile konutu şerhi bulunmadığı da dikkate alındığında davalı şirketin kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükü davacıya düşer. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2014/9053 K: 2014/11554 T: 26.5.2014
Dava; eşin rızası olmaksızın aile konutuna konulan ipoteğin kaldırılması ve ipoteğin paraya çevrilmesi için yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Davalı bankanın ipotek işlemi sırasında davacı kocanın rızasını almadığı gibi imzanın da davacı kocaya ait olmadığı anlaşılmaktadır. Banka, davacı kocanın rızasını gösteren muvafakatname istediğine göre taşınmazın aile konutu olduğunu biliyor demektir. Basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davalı bankanın gerekli özeni göstererek kimlik tespitiyle birlikte davacının imzasını işlem sırasında alması gerekirdi. Bu durumda iyi niyetin varlığından söz edilemez. Mahkemece davanın kabulüne ilişkin kararın onanması gerekmiştir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2013/2-1181 K: 2014/811 T: 22.10.2014
Dava, aile konutu hukuksal nedenine dayalı olarak ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz kaydına şerh konulması istemine ilişkindir. Taşınmaz kaydında aile konutu şerhi olmadığı açıktır. Ancak, davalı banka taşınmazın bu niteliğini bilerek, ipotek tesisi sırasında taşınmaz maliki olmayan eşin (kadın) muvafakatini almıştır. Kaldı ki, davalı Banka aşamalarda ısrarla ipotekten davacı eşin de haberdar olduğunu ve onun da oluru ile ipotek tesis edildiğini savunmuştur. Banka'nın, taşınmazın aile konutu niteliğini bilmesi karşısında, muvafakatnamedeki imzanın davacı kadına ait olmaması da sonuca etkili değildir. Zira Banka'nın ipotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu nedenlerle davalı Banka'nın taşınmazın aile konutu niteliğini bilmediği söylenemez. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2016/19142 K: 2016/16219 T: 20.12.2016
Fiili durumda iki bağımsız bölümden oluşan bir taşınmaz olduğu ve bu şekilde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın zemin üzerindeki birinci katın aile konutu olarak kullanıldığı tanık beyanları ve mahkemece yapılan keşifle belirlendiğine göre bu bölüme hasren ipoteklerin iptali ile bu bolüm üzerine aile konutu şerhi konulması gerekirken, taşınmazdaki diğer bölüm yönünden de ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2017/2-1604 K: 2017/967 T: 24.5.2017
İpotek alacaklısı banka taşınmazın aile konutu niteliğini bilerek, ipotek tesisi sırasında taşınmaz maliki olmayan eşin muvafakatini sağlamak için yazılı belge almıştır. Her ne kadar muvafakatnamedeki imza davacı kadına ait olmasa da, ipotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olan bankanın taşınmazın aile konutu niteliğini bildiği açıktır ve artık eşin açık rızasını geçerli bir şekilde alma yükümlülüğü altındadır. Tacir olan banka, Kanunun (TMK m.194) açık rıza alınmasını istediği bu konuda kendisine sunulan muvafakat belgesindeki imzanın rızası gereken eşe aidiyetini belirlemek ve sözleşmenin hakim tarafı olarak objektif özen yükümlülüğünün bir gereği olarak imzanın sıhhatini denetlemek zorundadır. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2015/2-247 K: 2015/2323 T: 21.10.2015
Aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydında, konutun bu niteliğini gösteren şerh olmaması hali ile ilgilidir ve taşınmazın aile konutu olduğunu bilmeyen ya da bilemeyecek durumda olan üçüncü kişinin tapuya güven ilkesinden yararlanması asıldır. Tapuda aile konut şerhi olmasa da bunu bilebilecek durumda olan veya bilen kişinin iyiniyetinin bulunduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/2096 K: 2015/2322
Taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu şerhi bulunmadığı açıktır. Ne var ki, davalı banka tarafından düzenlettirilen değerlendirme raporunda dava konusu taşınmazın vasfı ve kullanımının mesken olduğu tespit edilmiştir. Bu tespitlere rağmen aile konutu olan taşınmaz üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis edilmiş, bu işlem sırasında davalı Banka tarafından davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Bu durumda, TMK'nın 194/1 maddesi eşin açık rızasını aradığından, yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. Devamını Oku