İstatistikler
5541
Yazılar
0
Yorumlar
23595
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- Konut İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12388 K: 2017/9296
Özellikle TMK 705 maddesi gereğince mülkiyet tescille geçmiş olup tapuda 28.03.2012 tarihinde 2046 yevmiye no'lu işlemle mahkeme hükmü infaz edilmekle önalım süresi başlayacağından dava süresinde açılmıştır. Satış tarihinden itibaren geçen uzunca bir süre sonra taşınmazın değerinde meydana gelen objektif olayların yarattığı kıymet değişikliklerinin, önalım davalarında davayı açan paydaşın ödeme borcuna yansıtılması gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12592 K: 2017/5914
TMK'nın 732. maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin kurulması yeterli değildir. Satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Devamını Oku
Nüfus Kayıt Düzeltmesi Talebi ve Davası
Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Nedir? Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus Kaydı Nasıl Düzeltilir? Nüfus Kayıtlarındaki Hataların… Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9014 K: 2024/4005
775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu' yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9020 K: 2024/4011
775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu' yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9027 K: 2024/4018
775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu' yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku
Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9013 K: 2024/4004
775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu' yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2009/11467 K: 2009/13357
Tenkis davalarında zamanaşımını düzenleyen Kanuni Medeninin 513.maddesinde iki ayrı ilkeye yer verilmiştir. Birincisi, öğrenme gününü esas alan bir yıllık süre, diğeri ise; vasiyetnameler için açıldıkları günden, tenkise tabi diğer bütün tasarruflar için de miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren beş yıllık süredir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/10113 K. 2015/10825
Türk Medeni Kanunu'nun 571/1. maddesi ise “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.” hükmünü amirdir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup hakim tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2013/18968 K: 2014/3622
Tasarruf nisabı, terekenin vefat günündeki haline göre hesaplanır. Mahkemece yapılacak iş; terekenin ölüm günündeki değeri ve 11.11.1994 tarih ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı esas alınarak belirlenecek saklı pay ve sabit tenkis oranını, tercih tarihindeki değerle çarpmak ve hasıl olacak sonuç uyarınca; hükmü temyiz etmemiş olan davalılar yönünden davacı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek hüküm kurmaktan ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/12039 K: 2015/15097
Türk Medeni Kanunu'nun 565/3. maddesi gereğince mirasbırakanın ölümünden önceki bir yıl içinde yapılan bağışlamalar koşulsuz tenkise tabi olup ölümünden önceki bir yıldan sonra yapılanlarda ise saklı payı ihlal kastının araştırılacağı tartışmasızdır. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2017/1267 K:2017/1685
Dinlenilen davacı tanıklarının mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile temlikte bulunduğu konusunda beyanda bulunmamalarına ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılması için sözleşme anında temlikte bulunanın bakıma muhtaç olmasının şart olmamasına ve ekonomik durumunun bozuk olmasına göre mirasbırakanların saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacı ile temlikte bulunduğu kanıtlanamamıştır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekir Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/5017 K: 2013/11134
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/8617 K: 2014/15148
Somut olayda belirlenen olgular yukarıda değinilen ilkeler ışığında değerlendirildiğinde, davacının mirasbırakanın ilk eşinden olma oğlu, davalının ise ikinci eşten olma kızı olduğu, murisin mal satmasını gerektirir bir ihtiyacı olmadığı gibi, davalının da alım gücünün bulunmadığı, taşınmazın akitte gösterilen değeri ile temlik tarihindeki gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu, murisin iktisap ettiği çekişmeli bölümü 4 gün gibi kısa bir süre sonra satış yoluyla davalıya devrettiği, satış bedelinin ödendiğinin kanıtlanamadığı dosya kapsamı ile sabittir. O halde; mirasbırakanın temliki işlemdeki gerçek iradesinin satış değil mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bağış olduğu sonucuna varılmaktadır. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/11286 K: 2015/13165
Türk Medeni Kanununun 571.maddesinde düzenlenen sürenin zamanaşımı değil hak düşürücü süre olup, bu sürenin re'sen gözetilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2019/3186 K: 2020/4622 T: 7.9.2020
Taşınmaz mal mülkiyetinin kanundan kaynaklanan daraltımlarından biri olan önalım hakkıyla ilgili yorumların ve değerlendirmelerin, mülkiyet hakkının özüne zarar verecek şekilde önalım hakkı sahibi lehine genişletilmesi doğru değildir. Bu nedenle, dava açılmadan önce gerçekleşen satış ve düzeltme işlemlerinin, bir bütün halinde ve hepsine eşit değer vererek mevcut durumun değerlendirilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/1635 K: 2015/3655
Muris yaşadığı yerin zenginlerinden olup, satış ihtiyacının bulunmadığı, satış bedelleri ile gerçek bedeller arasında fahiş fark olduğu, davalıların savunması ve tanık beyanları ile taşınmazların temliklerinin bedelsiz olduğu, murisin tüm mirasçıları arasında hak dengesini gözetir, kabul edilebilir bir paylaştırma yapma iradesi ile hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği açıktır. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/8387 K: 2015/8613
Mirasbırakanın sağlar arası tasarruflarından ölümünden önceki bir sene içinde yaptığı bağışlamalar kast aramaksızın mutlak tenkise tabidir. Bir yıldan daha önceki bağışlamalar ise, saklı pay kuralarını etkisiz kılmak kastıyla yapılmış oldukları takdirde tenkis edilebilir. Davacılar, temlikin saklı payı zedeleme kastı ile yapıldığını ileri sürerek eldeki davayı açtıklarına göre bu iddialarını kanıtlamakla yükümlüdürler. Devamını Oku
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2001/5021 K: 2001/6543
Miras bırakan tarafından ölümü halinde ödenmek üzere kendi adına veya başkası lehine akdedilen veya kendi namına akdedilip de sağlığında ya da ölüme bağlı bir tasarruf ile başkasına devir olunan veya ölenin sağlığında karşılıksız olarak başkasına temlik edilen sigortalar, satın alma değerleri oranında tenkise tabidir. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/10272 K: 2015/13864
Türk Medeni Kanunu'nun 559.maddesine göre; vasiyetnamenin iptali davasında 1 yıllık hak düşürücü süre davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlar. Gene aynı kanunun 571.maddesinde ise, dava açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin üzerinden 10 yıl geçmekle düşer. Devamını Oku
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2015/18257 K: 2016/374
Gerek iptal, gerekse tenkis davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2013/10332 K: 2013/12170
Yasanın 571/1 maddesinde ''Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.'' hükmü yer almakta olup, yasa maddesindeki süreler hak düşürücü süre niteliğindedir, bu niteliği uyarınca da taraflarca ileri sürülmese dahi hakim tarafından resen gözetilmesi gerekmektedir. Devamını Oku
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2015/4865 K: 2015/5531
Türk Medeni Kanununun 571. maddesi uyarınca tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde, açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılma tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/1687 K: 2015/6049
Mirastan çıkarma sebebi gösterilmemişse veya davalılarca ispatlanamamışsa, çıkarılan mirasçı saklı payının tenkisini isteyebilir. Bu durumda dahi, çıkarılan mirasçı saklı payı aşan miktarı isteyemez ve çıkarma işlemi saklı pay dışında yerine getirilir. Çıkarma sebebi hakkında açık yanılma yapılmışsa, çıkarma tamamen iptal edilir ve hiç çıkarma yapılmamış gibi değerlendirilir. Devamını Oku