Son Yazılar

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/9290 K: 2016/336 T: 2.2.2016

İdari yargıda, parselasyon işlemine karşı birden fazla taşınmaz için tek dava dilekçesi ile iptal davası açılabilir..."Bu durumda, dava konusu parselasyon işlemiyle aynı düzenleme alanı sınırı içindeki taşınmazlarla ilgili olarak düzenleme yapıldığına ve aynı iddialara dayanılarak dava açıldığına göre, parselasyon işleminin bütün halinde incelenmesinin bu yolla mümkün olması karşısında, tek bir dilekçe ile davanın açılmasında 2577 sayılı Kanunun 5. maddesine aykırı bir yön bulunmadığı, dolayısıyla mahkemece önce dilekçenin reddine karar verilip, bilahare aynı yanlışlığın tekrarlandığından bahisle davanın reddine hükmedilmesinde usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/1015 K: 2014/2428

İmar planlarına karşı, 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılacak başvurular için, 3194 sayılı Kanun’un 8/b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, imar planlarına yönelik olarak, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır. Buna göre, imar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde açılması gerekir. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2011/9654 E: 2012/2931 T: 18.4.2012

Yıkım kararı doğrudan yapıya yönelik olarak tesis edilen bir işlem olduğundan, adına işlem tesis edilen ve yapının maliki olan kişiler dışında, bu işlemden etkilenecek kişiler tarafından da dava açılması olanaklıdır. Dava konusu işlemlerin icra edilmesi durumunda, bu yapıda kiracı olarak faaliyette bulunan davacı şirketin olumsuz etkileneceği açıktır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2012/5631 K: 2014/1596 T: 05/02/2014

Ulaştırma hizmeti ile ilgili yapım işi nedeniyle, idarenin uygun gördüğü yere yapılan yapıların, Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 37’nci maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca yapı ruhsatına tabi olmadığı, bu nedenle yıkımı konusunda tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2011/14794 K: 2013/1444

Sağlıklı ve düzenli şehirleşmenin sağlanması bakımından, yapının inşaa edildiği tarihte yürürlükte bulunan plana ve ruhsata uygun olarak inşa edilse dahi, bu planın hukuka ve mevzuata uygun olmadığı tespit edilerek yargı merciince iptaline karar verilmesi durumunda kazanılmış hakkın varlığından söz edilemeyeceği, ancak; yıkım işlemi tesis edilmeden önce, hukuka aykırı bir şekilde plan oluşturan ve bu plana göre ruhsat veren idarenin kusurlu davranışı nedeniyle iyi niyetli kişilere, yıkıma konu taşınmaz bedelinin ödenmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/10109 K: 2011/3784

Kamulaştırmanın uzun süre yapılmadığı takdirde, kişilerin temel haklarından biri olan mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlandığı ve bu durumun mülkiyet hakkının özünün zedelenmesine neden olduğu hakkında. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2014/1615 K: 2014/2763

İmar planında taşınmazı kamu alanında kalan davacının mülkiyet hakkını ihlal eden parsel üzerindeki kısıtlamanın kaldırılması hukuken zorunlu olmakla birlikte, bu amaçla yapılacak imar planı değişikliğinde davacıya ait parselin kullanım amacının konut olarak belirlenip belirlenemeyeceğini ortaya koymak için, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları çerçevesinde bir inceleme yapılması zorunludur. Yapılacak böyle bir inceleme sonucunda, davacının mülkiyet hakkını kısıtlama olmadan kullanımını ve taşınmazı üzerinde kısıtlama olmadan tasarruf etmesini sağlayacak farklı kullanım amaçlarının, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları çerçevesinde belirlenmesinde ve planlanmasında yetkinin davalı idarede bulunduğu açıktır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/5536 K: 2014/2440

Şehircilik ve planlama ilkeleri gözetilmeden ve konut adası içinde konut işleviyle tampon bölge oluşturulmadan uyuşmazlığa konu taşınmaza mevcut imar planında konut parselleri arasında plan bütünlüğü gözönüne alındığında ada bazında öngörülen fonksiyonlarla örtüşmeyecek şekilde ayrıcalıklı bir konumda akaryakıt ve LPG istasyonu kullanımı getirilmesinde şehircilik ilkelerine planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2012/3972 K: 2013/4556

İçme suyu havzası kısa mesafeli koruma alanında kalan ve kamulaştırılmayan taşınmazların arsa bedelinin, idare kısa mesafeli içme suyu havzasında gerekli denetimleri yapmayarak ruhsatsız fabrika binasının tamamlanmasına, içerisine makine ve teçhizat kurulmasına kayıtsız kaldığından fabrika binası enkaz bedelinin, mühürleme tarihinden itibaren makine ve teçhizatı kullanamayan davacının bu zararının ve yargı kararının uygulanmaması nedeniyle manevi zararın tazmin edilmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2012/1103 K: 2014/2769

İmar Kanununa göre yapının mevzuata aykırı yapılması halinde, bu durumu altı iş günü içinde ilgili idareye yazılı olarak bildirmek zorunluluğu bulunduğu; ancak, 3194 sayılı Kanun uyarınca üzerine yapıldığı binadan bağımsız bir yapı olarak değerlendirilen baz istasyonları yönünden, binanın fenni mesulü olan davacıya sorumluluk yüklenemeyeceği açıktır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2012/1363 K: 2014/3701

Kanun hükmüne göre; ruhsata aykırı olarak yapılan yapılar nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca fenni mesullere idari para cezası verilebilmesi için, yapı denetim işinin üstlendiği (yapı denetim hizmet sözleşmesinin imzalandığı) tarihten sonra; ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapı yapıldığının altı iş günü içerisinde idareye bildirilmediğine yönelik olarak bir tespitin yapılması gerekmektedir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/1349 K: 2014/372 T: 24.01.2014

Taşınmazlarını "imar yolu" ve "yeşil alan" olarak kullanılması için bedelsiz olarak davalı idareye terkeden davacının, 5 yıllık süre içinde terk amacına uygun olarak herhangi bir düzenleme yapılmadığı gerekçesiyle taşınmazlarının iade edilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bu davayı açmakta menfaatinin bulunduğu açık olup, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2012/6054 K: 2014/3063

Kıyıda yer alan ruhsatsız yapılar ile ruhsat ve eklerine aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 15. maddesi ise; sahil şeritlerinde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulması gibi anılan madde de kapsamı belirlenen hallerde uygulanabileceği, öte yandan; kıyıda dahi yer alsa, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yapılan ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesinde belediye encümeninin yetkili olduğu Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/5232 K: 2015/8318 T: 5.11.2015

3194 Sayılı İmar Kanununun 32.maddesinde; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar hakkında uygulanacak işlemler sayılmış aynı Kanunun 42.maddesinde de ceza hükümleri düzenlenmiştir. Ancak bu maddede ruhsatsız yapıların idare tarafından yıkılması durumunda yapılan masrafın %20 fazlasıyla ilgilisinden isteneceğine dair bir hükme yer verilmediği gibi bu Kanunun 32.maddesinin son fıkrasında da ruhsatsız yapının belediyece yıkılması durumunda sadece belediyece yapılan masrafın yapı sahibinden tahsil edileceği belirtilmiştir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/1684 K: 2007/3246

Parselasyon işleminin 3194 sayılı Kanunun 18’inci maddesi uyarınca yapılması gerektiğinden Tapu senedi ile kadastro yüzölçümleri arasındaki fark olduğu ve bu tapu kayıtlarının esas alınarak parselasyon işlemi yapılamayacağı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptal edilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2001/4154 K: 2002/5012

3194 sayılı Yasanın 17 nci maddesi uyarınca belediyeler imar parsellerindeki hisselerini diğer hissedarlara bedel takdiri suretiyle satmaya yetkilidir. Ancak, bu hisselerin şahıs hisseleriyle takas edilebileceğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/2368 K: 2003/5127

Bir bölgede parselasyon işleminin mahkemece iptal edilmesi halinde, düzenlemenin yapıldığı bölgede kadastral mülkiyete dönüş sağlanmış olacağından, yeni yapılan düzenlemenin Kadastral durum dikkate alınmak suretiyle yapılması gerekirken, iptal edilen düzenlemede yer alan parseller üzerinden yapılan düzenlemede mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/3434 K: 2004/6885

Ruhsat alınarak başlanan ve tamamlanan, ruhsatının iptal edildiğine ilişkin bir bilgi ve belge de bulunmayan inşaatın, ruhsata aykırılığı tespit edilmeden ya da ruhsatı iptal edilmeden, sadece dayanağı imar ve parselasyon plânı iptal edildiği gerekçesiyle durdurulmasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/2547 K: 2004/6226

Davacıya ait inşaatın bulunduğu bölgenin imar plânının ve parselasyon işleminin yargı kararı ile iptal edilmesi sonucunda, plânsız alan haline geldiği ve yeni plânın yapılmasından sonra taşınmazın durumunun değerlendirileceği açık olduğundan, inşaatın devamına izin verilmemesi yolundaki işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay İDDK E: 2007/2255 K: 2012/801

Yasa koyucunun bu eğiliminin, uyuşmazlık konusu olayda da kıyasen uygulanması hukuka ve hakkaniyete uygun olacağından, imar planlarının onaylanmasından itibaren beş geçmesine karşın, ilgili idarelerce kamunun kullanımına ayrılan taşınmazların kamulaştırılmaması durumunda, mülkiyet hakkının kullanımının belirsizliğe itildiğini, dolayısıyla, kamu yararının gerekleri ile mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengenin bozulduğunu kabul etmek gerekmektedir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesinin E: 1994/1108 K: 1994/3671 sayılı kararı;

Özel mülkiyete konu olan taşınmazlardan sahiplerinin rızası ile umumi hizmetlere bedelsiz olarak terk edilen ancak daha sonra yürürlüğe giren imar plânıyla tahsis amacı değişen yerlerin bedelsiz olarak eski maliklerine geri verilmesi yolunda yasal herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine 3194 sayılı Yasanın 17 nci maddesi ile, belli koşulların varlığı halinde imar plânına uygunluğun sağlanması amacıyla bu tür taşınmazların bedeli karşılığı özel mülkiyete geçirilmesine belediye ve valilikler yetkili kılınarak bedelsiz geri vermenin söz konusu olmayacağı öngörülmüştür. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2001/6820 K: 2003/803 T: 04.02.2003

Cami binaları Kamunun ortak kullanımına ayrılmış olmakla birlikte, resmi bina değil, umumi bina tanımı içinde yer aldığından, dava konusu imar plânının 3194 sayılı Yasanın 9 uncu maddesi uyarınca Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanmasında yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku