Son Yazılar

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/1060 K: 2015/6187 T: 20.10.2015

Davalı idarece onaylanan mimari projede gösterilen emsal alanın mevzuat uyarınca olması gereken emsal miktarını aşmadığı ve davacılar tarafından davalı idareye sunulan mimari proje onaylanmak suretiyle yapı ruhsatlarının verildiği, bu yapı ruhsatlarına göre inşaî faaliyete başlanıldığı, davacıların hatalı veya hileli işlem veya eylemlerle anılan yapı ruhsatlarını aldıkları yönünde veya ruhsat ve eki projesine aykırı bir imalat yapıldığına dair idarece herhangi bir tespit yapılamadığı, bu sebeple imar mevzuatına uygun olarak verilen yapı ruhsatlarının iptal edilmesine dair işlemin iptaline karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/3623 K: 2015/3467 T: 26.5.2015

Davaya konu parselin mevcut imar plan sınırları içerisinde yer almadığı dikkate alındığında yapılaşmaya elverişli olmayan bir alan için mülkiyet hakkının sınırlandığı iddiasının yerinde olmadığı tarım arazisi vasfı olan bu alanda mevcut duruma göre zirai faaliyetlerin yapılabilmesi bakımından herhangi bir kısıtlılığın bulunmadığı, davacının uyuşmazlık konusu taşınmazdan yararlanmasının tamamen ortadan kaldırılmadığı; dolayısıyla mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden de söz edilemeyeceği hususu göz önüne alındığında, davaya konu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2012/314 K: 2015/4116 T: 11.6.2015

Basit tamir ve tadiller ile korkuluk, pergole ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvarı, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak ve benzeri elamanların tamirleri ruhsata tabi değildir. Bunlardan iskele kurmayı gerektirenler için Belediyeye yazılı müracaat edilmesi zorunludur. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/4085 K: 2014/3607 T: 7.5.2014

Uyuşmazlıkta; davacıya ait taşınmazın uygulama imar planı ile nazım imar planında tamamının "park alanı" olarak ayrıldığı, ancak söz konusu taşınmaza "park alanı" fonksiyonu verilirken, bir bölge, bir doğal eşik veya belirli bir coğrafi konum yeşil alan olarak belirlenebilecek iken, plan paftasının bir bütün olarak değerlendirilmesinden anlaşılacağı gibi planlama tekniği ve şehircilik ilkesinden bağımsız olarak konut adaları içerisindeki bir taşınmazın büyük bir kısmının yapılaşmamış olması nedeniyle yeşil alan olarak seçildiği, bu alanın bölgenin bütününe hitap eden ve yeşil alan sürekliliği oluşturacak özelliklere sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2011/9110 K: 2015/1136 T: 2.3.2015

4856 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra Bayındırlık ve İskan Bakanlığının çevre düzeni planı konusunda yetkisinin kalmadığı; bölge ve havza bazında çevre düzeni planlarının yapılması, yaptırılması ve onaylanması konusundaki yetkinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na, il ve belediye bazında çevre düzeni planlarına dair yetkinin ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan çevre düzeni planlarına uygun olmak koşuluyla 5302 ve 5393 Sayılı Yasalar uyarınca ilgili idarelere ait olduğu sonucuna yatılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2012/6188 K: 2015/2196 T: 9.4.2015

5393 Sayılı Belediye Kanununun 73. maddesi uyarınca kentsel dönüşüm ve gelişim projesi uygulanabilmesi için aranan koşulların var olmasının, acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı, davaya konu Bakanlar Kurulu kararında 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/680 K: 2015/4767 T: 30.6.2015

Davacının mülkiyet hakkını kullanamamaktan yakınarak Tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakta ise de; esasen davacının uyuşmazlık konusu taşınmazı edindiği tarih itibari ile taşınmaz için kısıtlılık durumun mevcut olduğu, mülkiyet hakkının geçmişte belirli bir süre engellenmiş olma durumunun eski malikler açısından gerçekleşmiş olmasına karşın, satış işlemi sonucu mülkiyet sahibi olan davacı açısından kısıtlılık, halinden kaynaklanan ve tazminatı gerektirir mağduriyetinin ve mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanması durumunun, gerçekleşmediği gözetilerek tazminat isteminin reddi gerekir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2007/6096 K: 2009/7470 T: 19.06.2009

Yola ve bir başka parsele tecavüzlü tel çit ile saç sundurmanın kapalı alan oluşturmadığı, sabit nitelik taşımadığı ve taşıyıcı unsurlar içermediği anlaşıldığından, ruhsat gerektirmeyen imalatlar nedeniyle 775 sayılı Yasa'nın ilgili maddesi uyarınca işlem tesis edilmesinden sonra ayrıca 3194 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle belediye encümeni kararının iptaline karar verilmesi isabetlidir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/5995 K: 2002/6435 T: 25.12.2002

Belediyelerin imar mevzuatı açısından doğan görev ve yetkilerinin kullanımı mücavir alan ölçütüne uygun olarak kesinleşmiş mücavir alan sınırları içinde mümkün olabilir. Mücavir alan sınırları saptanırken Kamu yararı ve kamu hizmeti gerekleri esas alınmalıdır. Belirtilen ölçütler değerlendirilerek ilçe belediyesi mücavir alanının genişletilmesi yönünde bir karar alınmaksızın genelgeye dayanılarak bu belediyenin mücavir alanının Ankara Büyükşehir Belediyesi mücavir alanı sınırlarına kadar genişletilmiş kabul edilmesi mümkün değildir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/7072 K: 2011/2372 T: 21.6.2011

Dava, yapılan plan değişikliğine ilişkin belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılmıştır. İşlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanununda belediye meclisi üyelerinin toplantıya katılamayacakları durumlar sınırlı olarak sayılmış ise de, sonradan yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu ile belediye meclisi üyelerinin kendileri ile ilgili işlemin görüşüldüğü meclis toplantısına katılamayacakları hususu açıkça hükme bağlanmıştır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2004/5290 K: 2006/5233 T: 14.11.2006

Belediye ve mücavir alanlar dışında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yaptıracağı konut, hayvancılık veya tarımsal amaçlı yapılar için inşaat ve iskan ruhsatı aranmayacağı, ancak, yapının fen ve sağlık kurallarına uygun olması ve muhtarlıktan izin alınması gerekeceği; aynı Yasanın 32. maddesinde ise, belediye mücavir alan sınırları dışında kalan ruhsatsız ve ruhsatına aykırı olarak inşa edilen yapıların yıktırılması konusunda il idare kurulunun yetkili olduğu kurala bağlanmıştır. Anılan kurallar uyarınca kadastral yola tecavüzlü olarak inşa edilen yapının 3194 sayılı Yasanın 27. maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/7458 K: 2012/7199

Süresi içinde inşaatı tamamlayamayıp beş yıl içinde ruhsat talebinde bulunanlar hakkında ruhsat alma tarihindeki eski mevzuat hükümlerinin uygulanacağı, inşaat ruhsatı alınmasına rağmen inşasına 2 yıl içinde başlanmayan veya ruhsat süresi tamamlanmadığı gibi ruhsat yenilemesi yapılmayan ve bu şekilde ruhsatsız duruma düşen yapılar için ise yeniden ruhsat alma tarihinde yürürlükte bulunan plan ve mevzuat hükümlerinin uygulanacağı Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2013/549 K: 2013/4734

Ruhsatlı yapının Afete Maruf Bölge ilan edilen alanda kalması ve yapının kullanılabilmesi için zorunlu olan fen ve sağlık kurallarına uygunluğunu yitirmesi nedeniyle davacının gerçek zararı doğduğundan tazminata hükmedilmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9014 K: 2024/4005

775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu' yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9020 K: 2024/4011

775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu' yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9027 K: 2024/4018

775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu' yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2023/9013 K: 2024/4004

775 sayılı Kanunun 18. maddesine göre yapılacak yıkımlarda encümen kararı gerekmediği ve bilgi verilmesi zorunluluğu bulunmadığı, yıkım öncesinde herhangi bir işlem tesis edilmemiş ve davacıya tebligat yapılmamış olması nedeniyle bir İdarî işlemin icrasının söz konusu olmadığı ve bu itibarla dava konusu' yıkımın, temelinde İdarî işlem bulunmayan İdarî eylem olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde İdarî eylemlerden hakları ihlâl edilenlerin açabilecekleri tam yargı davaları için öngörülen bir yıllık süre geçmeden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2011/8665 K: 2013/9005

İmar planında küçük sanayi sitesi alanı olarak belirlenen bir taşınmazdaki bu kullanım türünü, davacının da uygulamaya geçirebileceği göz önüne alındığında, sadece kentsel dönüşüm ve gelişim alanında kaldığından bahisle taşınmazın kamulaştırılamayacağı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/1709 K: 2004/26

Parselasyon işleminin 1/1000 ölçekli uygulama imar planına dayalı olarak yapılacağı, ancak 1/1000 ölçekli uygulama işleminin dava konusu edilmemesi halinde, parselasyon işleminin 3194 sayılı imar kanununun 18. maddesi ile ilgili yönetmelik hükümleri ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ve parselasyon ilkelerine uygun yapılıp yapılmadığının irdelenmesi suretiyle karar verilmesi gerektiği Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/3435 K: 2003/7049

3194 Sayılı İmar Kanununun 42. maddesine göre cezaların şahsiliği ilkesi göz önünde tutularak yapı sahibine para cezası verilmesi gerektiğinden, projeye aykırı tadilatları yapan kişilerin belirlenmesi suretiyle karar verilmesi gerektiği hakkında Devamını Oku